1992-1993 Sezonu ve Ankaragücü-Galatasaray Maçı.....
"Ortada hiç bir somut bilgi, belge, itiraf yokken bir insanın onuruyla, haysiyetiyle, meslek yaşamıyla nasıl oynanabildiğinin, ülkemizin en önde gelen camialarından Galatasaray’ın 18 yıl boyunca nasıl şaibe altında bırakıldığının çok çarpıcı bir örneğidir Zalad olayı" demişti Hamit Turhan 15 Temmuz 2011 tarihinde Fanatik Gazetesindeki köşesinde....
Şikenin, Teşviğin, şaibenin tartışıldığı her ortamda gündeme getirdiler Galatasaray'ın Ankaragücü karşısında aldığı galibiyeti. Hatta yaşadığımız şike sürecinde 'FENERBAHÇEMİZ' diyebilen Yıldırım Demirören bile hiç tereddüt etmeden ve hem de Futbol Federasyonun Genel Kurulunda bile gündeme getirdi Galatasaray'ın şikeli(!) maçını.......
1992-1993 sezonunda müthiş bir şampiyonluk yarışı yaşanmış ama ligin son hafta maçları oynanmadan öncesi futbol camiası çok fazla dedikodular ve iddialar ile çalkalanmıştı.....
O sezon Beşiktaş’ı tam BEŞ defa yenen, Kadıköy’de Fenerbahçe’ye hem de 10 kişi ile DÖRT tane atan Galatasaray ‘ın Ankaragücü karşısında aldığı SEKİZ gollü galibiyete ŞİKE yafyası yapıştırılıvermişti. Hem de özellikle ebedi dostlarımız(!) tarafından.......
Sezonun son hafta maçları oynanmadan önce ligin 29. Haftası sonunda ligde durumuna baktığımızda Galatasaray’ın attığı gol sayısı 66 yediği gol sayısı 21 ve averajı (+45) idi.
Beşiktaş’ın ise attığı gol sayısı 65, yediği gol sayısı ise 22 ve averajı da (+43) idi.....
Yani, Galatasaray’ın averajı Beşiktaş’tan 2 gol fazlaydı.
Bir de o zamanlarda uygulanan averaj sistemine göre puanlar ve averajlar eşit olduğunda çok gol atan takım lider, yani şampiyon olacağı için Beşiktaş’ın Galatasaray’ı geçebilmesi için attığı bir gole karşılık kaç gol atması gerektiğini varın siz hesap edin.....
-----------------------------
O maçta sahaya çıkan Galatasaray 11’i şöyleydi.
HAYRETTİN DEMİRBAŞ, REİNHARD KARL STUMPF, BÜLENT KORKMAZ, MERT KORKMAZ, FALCO GÖTZ, TUGAY KERİMOĞLU, UĞUR TÜTÜNEKER, HAMZA HAMZAOĞLU, HAKAN ŞÜKÜR, TORSTEN GÜTSCHOW, ARİF ERDEM......
Ankaragücü’nün kadrosu ise,
ZALAD RADE, HAYATİ SOYDAŞ, TARIK ÜSTÜN, BAHADDİN GÜNEŞ, SERHAT GÜLLER, TANER ERTAŞ, ERGÜN YÜCEL, HAYRETTİN KILIÇ, SEAD SABOTIC, HAKAN ÇOBANOĞLU, CENGİZ ALP şeklinde sahaya çıkmıştı.....
Ben, öncelikle Ankaragücü maçına ŞİKE YAFTASI yapıştıran herkese ve özellikle bu maç üzerinden Galatasaray’ın şampiyonluğunu, hatta şampiyonluklarını lekelemeye çalışan süper zekâlılara(!) sormak istiyorum. Eğer futboldan birazcık anlıyorlar ise, içlerinde şu sahaya çıkan kadrolara bakıp da bu Galatasaray’ın bu Ankaragücü’nü, hele hele kümede kalmayı ligin bitiminden birkaç hafta önce garantilemiş, stresini atıp rahatlamış, hiçbir amacı kalmamış Ankaragücü’nü yenemeyeceğini iddia edecek biri var mı gerçekten çok merak ediyorum.....
Acaba, yukarıdaki Ankaragücü kadrosunu vermemiş olsak o Ankaragücü takımından akıllarında 2-3 futbolcu ismi kalmış mıdır onu da merak ediyorum.....
Gerçekten her hangi bir kişi çıkıp da, ligin bitimine haftalar kala küme düşmemek için çırpınan Karşıyaka’dan kendi evinde tam BEŞ gol, Daha önce Fenerbahçe’den DÖRT gol, Beşiktaş’tan tan ALTI gol yiyen bu Ankaragücü’ne Galatasaray’ın SEKİZ tane gol neden atması imkansız bunu izah edebilir mi?....
Beşiktaş Ankaragücü’ne İstanbul’da ilk maçta 4 gol, Ankara’da da 6 gol atıyor. Yani toplamda 10 gol atıyor ve hiç gol yemiyor.....
Galatasaray ise Ankaragücü’ne İstanbul’da 3 gol, Ankara’da 8 gol atıyor o da hiç gol yemiyor.
Peki, Beşiktaş 10 gol atıyor ve ŞİKE olmuyor da Galatasaray 11 gol atınca nasıl ve neden şike oluyor bir akıllı(!) bunu bize izah edebilir mi acaba?.....
Ankaragücü’nün Galatasaray karşısına çıkan 11’i neredeyse Karşıyaka karşısına çıkan 11’ine yakındı....
Ve biz üstelik de son haftalarda üst üste kazanılan Bakırköy (1-0), G.Antep (2-1) ve Sarıyer
(2-1) maçlarıyla kümede kalması kesinleşen ve rahatlayan, hatta hafta boyunca doğru dürüst antreman yapmayan Ankaragücü takımından bahsediyoruz bunu da unutmayalım lütfen.....
-----------------------------
Ama, aslında tuhaf olan Galatasaray’ın bu maçı üzerine ŞİKE yaftası yapıştırıp da Galatasaray’ın şampiyonluğunu şaibeli hale getirmeye çalışanlar genelde onca bilgi ve belgeye, polis takibine, Etik Kurul Raporlarına, Tahkimin verdiği cezalara, Ağır cezanın verdiği karara, UEFA’nın, CAS’ın verdiği kesin kararlara rağmen “ÇOK ŞÜKÜR ŞİKLE SAHAYA İNMEMİŞTİR(!)” deme yüzsüzlüğünü gösteren Fenerbahçelilerdi.
Çünkü işin aslına bakarsanız Beşiktaşlıların Galatasaraylılara laf söylemeye zaten pek hakları yoktu.
Çünkü;
Özellikle o sezon, yani 1992-1993 sezonundan size sadece BİR TEK maç hatırlatmak isterim ki sizler ne demek istediğimi zaten anlarsınız....
Tarih 01 Mayıs 1993 idi ve Turgut Özal’ın vefatı nedeni ile ertelenen ve Bursaspor’un cezası nedeniyle maç Ankara’da oynanıyordu. Maçın hakemi Tempo Dergisindeki röportajında Galatasaray’ı hiç sevmediğini açıkça belirten Erman Toroğlu idi.
Maç golsüz giderken bir Bursaspor kontratağında bir ara pasında Bursasporlu oyuncu (Yanılmıyorsam Vedat) kendi sahasından, yani orta çizginin gerisinden çıkıyor ve ani kontratakta kaleye doğru gidiyordu.
Yan hakem ofsayt bayrağını kaldırmasına rağmen adam kendi sahasından çıktığı için TOROĞLU haklı olarak akını devam ettirmişti.
Yaklaşık 40 (KIRK) metre top süren Vedat Polonyalı kaleci Jaroslaw Bako’yu geçerken düşürülüyordu.
Normal olarak Toroğlu’nun penaltı noktasını gösterip kaleciye de kırmızı kart vermesi gerekirken Toroğlu geriye dönük olarak bir ofsayt kararı veriyordu....
Şampiyonluğa oynayan Beşiktaş’ın kalecisi atılması ve takım 10 kişi kalması gerekirken çok fahiş bir hakem hatası(!!!!!) ile (Kimse yemedi tabi) maç Beşiktaş’ın galibiyeti ile tamamlanıyordu.....
Bilmiyorum içinizde ne bir Beşiktaşlının, ve nede kraldan fazla kıralcı olan Fenerbahçelilerin bu maçtan bahsettiklerini göreniniz, duyanınız var mı?.....
-------------------------
Biz, yine Ankaragücü maçına dönelim.
Aslında o maç oynanıp bittikten sonra bile sonraki haftalarda, aylarda hatta sonraki yıllarda bile bu maçla ilgili pek ŞİKE iddiaları ortalıkta yoktu ki isteyen bunu gazetelerin arşivlerine girip araştırabilir.....
Mesela, benim üye olduğum Milliyet Gazetesi arşivi tam 1950 yılına kadar elektronik arşiv haline getirilmiş bulunmaktadır. Herkes üye olup rahatlıkla bazı gerçeklere ulaşabilir.
Evet, dediğim gibi bu Ankaragücü maçının şike olduğu iddiaları özellikle o yıl şampiyonluk yolunda çekiştiğimiz Beşiktaş’lılarca değil de her ne hikmetse bilhassa Fenerbahçe’liler tarafından özellikle pompalanmıştır ve amaç zaten bellidir.....
Aslında bu iftira Fenerbahçelilerin özellikle Galatasaray’ın UEFA Kupasını ve ardından Süper Kupa’yı almasından sonra ülke çapında hızla büyüyen ve dünyada isim yapan Galatasaray’ı itibarsızlaştırma kampanyasının ürünlerinden birisidir....
Evet, bu kampanya daha sonra tek tek inceleyeceğimiz Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı itibarsızlaştırmak, Fenerbahçelerini yüceltmek için basın ve yayın organları vasıtası ile ortaya sürdüğü iğrenç iftiralardan sadece bir tanesidir.....
-------------------------
Öncelikle şunu özellikle üzerine basa basa belirtmek isterim ki bu ülkede kesinlikle şikenin olduğuna ve şike yapıldığına inananlardan birisiyim.
Gerçi ben inanmasam, ya da birisi şike yoktur dese de şike yüzünden pek çok takımın ceza aldığı, hatta küme düşürüldüğünü, hatta bazı kulüplere sonradan Federasyon tarafından tazminat ödendiğini bu işi yakından takip eden herkes biliyordur her halde....
Ve anlı şanlı bazı futbolcularımızın hatır şikesi yaptıklarını itiraf ettiklerine çok defa şahit olmuşsunuzdur, en azından gazetelerde okumuş, televizyonlarda dinlemişsinizdir.....
Yukarıda da belirttiğim bazı nedenlerden dolayı ben iddia ediyorum ki Ankaragücü-Galatasaray maçı kesinlikle ŞİKE değildir.....
Ve eğer kalecimiz Hayrettin’in verdiği demeçlere ve o maçın oynandığı hafta süresince ülkede yaşananları göz önüne alırsak aslında A.Gücü-Galatasaray maçında Beşiktaş’ın TEŞVİK vermesi ihtimali, hatta Beşiktaş-Gençlerbirliği maçında şike yapıldığı ihtimali çok daha kuvvetli bir ihtimal olarak göze çarpmaktadır.... Çünkü; Yanda fotoğrafı bulunan (Bakınız:25.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesinin 28. Sayfası) gazete sayfasındaki haberlerden de anlaşılacağı üzere o hafta hep şike-teşvik tartışmaları içinde, kadro dışı bırakılan futbolcuların haberleri ile geçmişti.....
Mesela o hafta İhsan Kalkavan Ankaragücü’ne teşvik primi vereceğini açık açık belirtmişti. Hatta Süleyman Seba İhsan Kalkavan’a tepki göstermişti.....
İşte Zalad’ın söylediklerinden satır başları......
“Sahaya çıkmayanlar aslan oldu, ben ise sahtekâr”
Türkiye ‘de 7 yıl oynadım. En iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. Eskişehir, Beşiktaş ve A.Gücü ‘nde üç tane Başbakanlık Kupası kazandım. Geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. Çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.
20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.
G.Saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. Hocamız Tınaz Tırpan’dı. İlk devre bitti, soyunma odasına girdik. Ben eldivenlerimi çıkartıp Tınaz hocaya verdim ve, “Hoca buraya kadarmış. Herkese teşekkür ediyorum. Güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. (NİTEKİM HALA YAPILIYOR) Ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye Arif geçti. 3 tane de o yedi. Ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.”.....
Zalad’a sorulan “Peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?” sorusuna ise Zalad’ın verdiği cevap çok ilginç aslında.
“O maçtan önce kesinlikle ŞİKE teklifi almadım. Ama G.Saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. Keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. Ben hâlâ o maçı düşünüyorum. Şimdi Beşiktaş’ın menajeri olan Sinan Engin de A.Gücü’nde oynuyordu. Bana G.Saray maçından önce geldi ve, “Eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni Beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak alacaklar.” dedi. Ben de ona, “Bana ne kaleci antrenörlüğünden” dedim”.....
Yani, bu sözler ile kaleci Hayrettin Demirbaş’ın sözleri bir yerde örtüşüyor aslına bakarsanız....
“A.Gücü neden o kadar kötü oynadı?” sorusuna ise,
“Biz G.Saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. Özellikle Sarıyer’i yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. As oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. Kendilerini hiç zorlamadılar. Zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. Ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. Zaten G.Saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. Biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.” diyor Zalad.....
· “Şike ile ilgili kimse bana bir şey sormadı ki. Hep kendi bildiklerini yazdılar. Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş’ta tam 120 maç oynadım. Ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. Çünkü 1986 yılında G.Saray-Eskişehir maçında Prekazi bana gol atmıştı, o zaman da gazetelerde, “Prekazi’nin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor.” diye yazılar yazılmıştı. Ya kardeşim Prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. Monaco’ya da orta sahadan attı. O zaman Monaco’nun kalecisi de mi şike yaptı?”
(BİLGİ: İşin garip olan tarafı bunu iddia edenler Zalad’ın oradan Beşiktaş’a transfer olduğunu unutuyorlar. Demek ki Beşiktaş’lılar bile bile kendilerini şampiyonluktan eden şikeci(!) bir kaleciyi transfer ettiler. J)
Aslında Zalad’ın röportajında en önemli sorulardan birisi de “Türkliye’de hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?” sorusuna verdiği cevaptı.....
“1990-91 sezonuydu. F.Bahçe ile Beşiktaş çekişiyor. A.Gücü de F.Bahçe ile İstanbul’da oynayacak. O hafta da annem ve kayınvalidem Belgrad’tan geliyordu. Onları karşılamaya gittim. Sonra da Beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. Yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler Beşiktaşın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. Çekin üzeri boştu. Dostum, “Eğer F.Bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. Yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “Kalkın, toparlanın, hemen Ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “Ben paramı kulübümden alıyorum. Söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip Ankara’ya döndüm......
Bilmiyorum birileri bu röportajda geçen konuları neden hiç ama hiç gündeme getirmiyor?....
Röportajın tamamı için bakınız:
http://www.zaman.com.tr/spor_zalad-sahaya-cikmayanlar-aslan-oldu-ben-ise-sahtekar_9085.html
-------------------------
Bir de bu konu hatırlayanlarınız çok iyi bilir Faik Çetiner’in sunduğu Sporvizyon programında tartışılmıştı.
Hatırlarsanız tescilli F.Bahçeli ve ne kadar tarafsız(!) birisi olduğunu hepimizin iyi bildiği Faik Çetiner'in SPORVİZYON isimli bir programı vardı (HALEN SPOR PROGRAMLARI SUNUYOR VE GÖREVİNİ YAPIYOR) eskiden Kanal-6 olarak yayın yapan bir televizyonda. Ve bir dönem İhsan Kalkavan o programın devamlı yorumcularından idi....
İhsan Kalkavan o sıralar her fırsatta “ŞİKECİ ZALAD, HAİN ZALAD, MAÇI SATAN ZALAD” sözleri ile her fırsatta Zalad’a saldırıyordu, sallıyordu programda….
Bir müddet sonra programa ZALAD bağlanmıştı. Meğer programı izliyormuş. Belki de daha önce programdan aradılar böyle konular var bilgin olsun diye de uyarmış olabilirler. (MALUM REYTİNG İÇİN HER ŞEYİ YAPAR BUNLAR)..
Bu sefer ZALAD İhsan Kalkavan'a saydırmaya başlamıştı.
“Benim 8 golü de hatalı yediğimi söylüyorsun ama maçın 46. dakikasında oyundan çıktığımdan haberin bile yok, şike yapıldı diyorsun ama o dönemde Beşiktaş'tan gelip bizde oynayan oyuncular olduğundan bahsetmiyorsun?, Galatasaray nasıl Ankaragücü'ne 8 tane atar, kesin şike var bu kadar gol yenir mi? diyorsun ama (BURASI ÇOK ÖNEMLİ) Beşiktaş'ın bizi 6-0 yendiği maçta golleri nasıl attığınızdan bahsetmiyorsun. Bizim Galatasaray maçından bir önceki hafta ligden düşmesi kesinleşmiş ve lig sonuncusu Konya'ya yenildiğimizden bile haberin yok " diye konuşmuştu…..
Ve sonraki haftalarda İhsan Kalkavan birkaç hafta sus pus oturmuştu o programda..
Galatasaray’a averajla şampiyonluğu kaptıran Beşiktaş’ın o zamanki yöneticisi İhsan Kalkavan’ın son hafta maçlarının öncesinde “Elimde çantamla Ankara’ya karargah kurmaya gidiyorum” sözlerini de BAZI KONULARI İSTEMEYEREK(!!!!!) unutan birilerine hatırlatmak isterim....
Hatta Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba İhsan Kalkavan’ın girişimler için tepki göstermişti.
Bakınız:25.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesinin Spor Sayfası.....
Yani, bu maça şike diyenler bir değil, aslında iki camiayı da zan altında bırakmaktadırlar. Hele ki Zalad’ı hiçbir zaman dinlemeden darağacına çeken şerefli(!) insanlar(!) var bu alemde.....
-------------------------
Bu maçla ilgili olarak söylenebilecek sadece iki şey olabilir.
Ya Ankaragücü futbolcularının tamamı GERÇEKTEN bu şike işine karıştı ve o yüzden hepsi onursuz, şerefsiz, kişiliksiz insanlar,
Ya da o maçta gerçekten de şike olmadı ki Ankaragücü’nün o günkü kadrosunda yer alan futbolcular özellikle bu Fenerbahçelilerin iddialarını hiç umursamıyorlar.....
Her şey ortada iken birileri de bu olayı hala ısrarla ve her fırsatta kaşıyor.....
Ama, Galatasaray-Strum Graz maçını şike olarak mahkemede anlatan, Denizlispor-Fenerbahçe maçında Galatasaray’ın şike yaptığını iddia eden bir camiadan her şey beklenir.....
-------------------------
Aslında birilerinin ısrarla anlamak istemedikleri ya da anlamamazlıktan geldikleri çok açık bir konu var ortada......
Acaba o maç için ŞİKE yaftası yapıştıranlar Galatasaray’ın özellikle o sezon Beşiktaş’a karşı bile büyük üstünlük kurduğunu biliyorlar mı dersiniz?
Hiç sanmıyorum....
O SEZON Galatasaray ile Beşiktaş YEDİ defa karşılaşmışlardı ve Galatasaray BEŞ galibiyet, İKİ beraberlik almıştı Beşiktaş karşısında. Ve o Beşiktaş gidip Ankara’da ALTI gol atıyor.
Ama o sezon Ankaragücü’ne kimler kaçar gol atmıyordu ki....
Açıkça belli ki birileri kimlerin Ankaragücü’ne kaç attığı ile ile ilgilenmiyor. Sen ne dersen de onlar yine de o maç ile ilgili olarak beyinlerinde kurdukları iddiaları yineleyeceklerdir....
Bu zihniyet, Eskişehir’de oynarken Prekazi’den yediği frikik golünde bile şike yapmakla suçlamamış mıydı Zalad’ı?.....
Demek ki adamlar kendilerini şampiyonluktan eden(!!!!!) bir adamı transfer ettiler desenize....
Yani bunu bile düşünemiyor bu Galatasaray düşmanları.....
Ben, bu maç ile ilgili olarak ŞİKE iddiasında bulunanlara defalarca sordum ve yine soruyorum. Bana kıvırmadan kestirmeden bir cevap verirlerse çok sevineceğim.....
Karşıyaka’nın BEŞ gol attığı, Fenerbahçe’nin DÖRT gol attığı, hatta Konyaspor’un gole doyurduğu Ankaragücü’ne Beşiktaş ALTI gol atıyorsa şampiyonluğu o maç ile kazanacak konsantrasyonlu bir Galatasaray’ın 8 gol atması neden ŞİKE oluyor?...
Sadece futbolcuların (SANA VE NE MAL OLDUKLARI, HANGİ AMACA HİZMET ETTİKLERİ BELLİ BAZI ŞAKLABANLARA GÖRE) çok rahat bir maç çıkarmaları, kendilerini sıkmamaları mı bir maça şike yaftası yapıştırılmasına bir sebep midir?...
O sezon Fenerbahçe’ye Saraçoğlunda hem de 10 kişi ile 4 tane gol atan Galatasaray Ankara'da Ankaragücü’ne neden 8 tane atmasın acaba?..
İmkansız bir şey mi alınan bu sonuç?....
Yani, Galatasaray aynı oyunu çıkaran Ankaragücü karşısında 6 gol atmış olsaydı şike olmayacak mıydı sizce?
Yani Galatasaray Beşiktaş’tan sadece 2 gol fazla attı diye mi bu maça ŞİKE yaftası yapıştırıyorsunuz?
BU KADAR BASİT Mİ BU İŞLER?.....
Bana göre bu maç için ŞİKE iddiasında bulunanların gerçekten Galatasaray ile, Galatasaraylılar ile sorunları var demektir.
Eğer öyle değilse de beyinleri ile sorunları var demektir bence......
-------------------------
Acaba özellikle Fenerbahçe’liler Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında aldığı tek mağlubiyeti şampiyon olduğu sezon sonunda aldıklarını biliyorlar mı gerçekten çok merak ediyorum....
Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında bu güne kadar aldığı bir tek mağlubiyet var ve o da şampiyon olduğu sezonun (2004-2005) son haftasındadır biliyor musunuz?....
Ve normal bir Fenerbahçe o sezon ki Konyaspor’u gerçekten çok rahat yenerdi.
Ama sahada psikolojik olarak rahatlamış bir Fenerbahçe vardı ve onlar hala şampiyonluğu kutluyorlardı. Sonuçta Konyaspor’dan tam 4 gol yediler....
Yani şampiyon olan ve aklı şampiyonlukta ve kutlamalarda olan Fenerbahçe Konyaspor’dan 4 gol yiyiyor da küme düşmemeyi garantilemiş, psikolojik olarak rahatlamış, bir çok sahkatı olan ve son haftayı adeta antreman yapmadan geçiren Ankaragücü neden Şampiyon olacak olan Galatasaray’dan 8 gol yemesin? Galatasaray neden 8 gol atmasın, ya da atamasın?....
Beyler,
Bence siz, siz olun Galatasaraylıları geçtim, hiç olmazsa Ankaragücü futbolcularının, Teknik Heyetinin ve Yöneticilerinin günahlarını almayın. Çünkü bütün camiayı zan altında bırakıyorsunuz, herkesi suçluyorsunuz, herkese iftira ediyorsunuz......
İnsan olan en azından ortaya makul ve mantıklı bir şeyler koyar ki ondan sonra bazı suçlamalarda bulunur.
Mesela o maçla ilgili olarak Fenerbahçeli Semih’in Eskişehirsporluların mamalanmalarından bahsetmesi gibi her hangi bir dedikodu falan mı çıktı acaba ortaya.
Ya, da bir Ankaragücü maçı öncesi yine Fenerbahçeli Emre Belözoğlu’nun telefon şakaları gibi bir şaka mı yakalanmıştı acaba satır aralarında?....
Ya da Ankaragücü kalecisi Serkan Kırıntılı’nın Kadıköy Bağdat Caddesinde görülmesi gibi Zalad acaba Florya’da mı görüntülenmişti?....
Velev ki bir an Galatasaray'ın o maçta ŞİKE yaptığını düşünsek bile Galatasaray neden 8 (SEKİZ) gol atsın ki?..
Çünkü bu gerçekten mantığa ters gelen bir durum....
Madem ki Galatasaray şike yaptı neden milyonların takibinde olan bir maçta yaptığı şikeyi kör göze sokar gibi öyle çok gol atsın ki rakibine?..
Yani Galatasaraylılarda o akıl yok mu?..
Nasılsa rakip ile anlaşmışlar veya bir-kaç kişi ile anlaşmışlar, işi bağlamışlar.
Yani, şike yaptıklarına(!) göre gol atmak her zaman mümkün(!!!!!)..
Üstelik an be an İstanbul'dan dakika ve skor alıyorlar o zaman neden kendilerini sıksınlar, olayın çakılmasına olanak sağlasınlar, kendilerini de kulüplerini de rezil etsinler?...
Üstelik de hafta boyunca ortada yaşanan olaylara rağmen hem de....
İstanbul’daki maçı dinleyip duruma göre bir veya iki gol atarlar işi idare edecek beyin yok muydu acaba iki takım oyuncularında?.....
Kaldı ki İstanbul'daki maçın gidişatı hemen hemen belli iken, yani Galatasaray şampiyonluğu garantilemişken neden 8 (SEKİZ) gol atsın ki?..
ALTI gol atardı bırakırdı futbolcular dedikoduya mahal vermemek için.:))..
İşin garip tarafı ne biliyor musunuz?
Bu maç ile ilgili olarak yıllardır en çok isyan edenler ise olay ile uzaktan yakından alakası olmayan Fenerbahçe'li kardeşlerimiz(!), yani ebedi dostlarımız(!)....
16 kişiye toplam 27 yıl 9 ay hapis cezası istemiyle sonuçlanan ve yargıtay aşamasına gelinen bir dava ile ilgili olarak kendilerinin 'TEMİZ' olduğunu iddia edenler tam 18 yıldır ‘Para şike, işte Cim Bom işte’ tezahüratları ile Türkiye’nin en büyük camiasını devamlı rencide etmişlerdir...
Galatasaraylılar tarafından her platformda şiddetle reddedilen bu iddialar ile kendisine hiçbir söz hakkı bile tanımadan Zalad'ı darağacına çekiverdiler...
Sadece Zalad'ı değil koskoca iki camiayı da töhmet altında bıraktılar bir çırpıda utanmadan....
Bilmiyorum ama insanları, insanların içinde yer aldığı koca camiaları karalamak bu kadar kolay olmamalı......
Ama artık biliyoruz ki ebedi dostlarımızın(!!!!!) bu tür girişimlerinden vardır bir sebebi diyerek mutlaka şüphe duymak gerektiğini, tüm bunları kendi çevirdikleri bazı dolapların ortaya çıkmasını önlemek için bilerek yaptıklarını iyice öğrendik artık.....
Kim bilir, belki de başlarına gelen son musibet hep geçmişteki tutum ve davranışları yüzündendir....
Söylenecek o kadar çok şey var ki, ama malum medya bazen dokunulması gereken konulara asla dokunmuyor, asıl sorulması gereken soruları sorulması gereken kişilere sormuyor. Tuhaf olan bu.....
Saygılarımla,
Salih HÜROL
Şikenin, Teşviğin, şaibenin tartışıldığı her ortamda gündeme getirdiler Galatasaray'ın Ankaragücü karşısında aldığı galibiyeti. Hatta yaşadığımız şike sürecinde 'FENERBAHÇEMİZ' diyebilen Yıldırım Demirören bile hiç tereddüt etmeden ve hem de Futbol Federasyonun Genel Kurulunda bile gündeme getirdi Galatasaray'ın şikeli(!) maçını.......
1992-1993 sezonunda müthiş bir şampiyonluk yarışı yaşanmış ama ligin son hafta maçları oynanmadan öncesi futbol camiası çok fazla dedikodular ve iddialar ile çalkalanmıştı.....
O sezon Beşiktaş’ı tam BEŞ defa yenen, Kadıköy’de Fenerbahçe’ye hem de 10 kişi ile DÖRT tane atan Galatasaray ‘ın Ankaragücü karşısında aldığı SEKİZ gollü galibiyete ŞİKE yafyası yapıştırılıvermişti. Hem de özellikle ebedi dostlarımız(!) tarafından.......
Sezonun son hafta maçları oynanmadan önce ligin 29. Haftası sonunda ligde durumuna baktığımızda Galatasaray’ın attığı gol sayısı 66 yediği gol sayısı 21 ve averajı (+45) idi.
Beşiktaş’ın ise attığı gol sayısı 65, yediği gol sayısı ise 22 ve averajı da (+43) idi.....
Yani, Galatasaray’ın averajı Beşiktaş’tan 2 gol fazlaydı.
Bir de o zamanlarda uygulanan averaj sistemine göre puanlar ve averajlar eşit olduğunda çok gol atan takım lider, yani şampiyon olacağı için Beşiktaş’ın Galatasaray’ı geçebilmesi için attığı bir gole karşılık kaç gol atması gerektiğini varın siz hesap edin.....
-----------------------------
O maçta sahaya çıkan Galatasaray 11’i şöyleydi.
HAYRETTİN DEMİRBAŞ, REİNHARD KARL STUMPF, BÜLENT KORKMAZ, MERT KORKMAZ, FALCO GÖTZ, TUGAY KERİMOĞLU, UĞUR TÜTÜNEKER, HAMZA HAMZAOĞLU, HAKAN ŞÜKÜR, TORSTEN GÜTSCHOW, ARİF ERDEM......
Ankaragücü’nün kadrosu ise,
ZALAD RADE, HAYATİ SOYDAŞ, TARIK ÜSTÜN, BAHADDİN GÜNEŞ, SERHAT GÜLLER, TANER ERTAŞ, ERGÜN YÜCEL, HAYRETTİN KILIÇ, SEAD SABOTIC, HAKAN ÇOBANOĞLU, CENGİZ ALP şeklinde sahaya çıkmıştı.....
Ben, öncelikle Ankaragücü maçına ŞİKE YAFTASI yapıştıran herkese ve özellikle bu maç üzerinden Galatasaray’ın şampiyonluğunu, hatta şampiyonluklarını lekelemeye çalışan süper zekâlılara(!) sormak istiyorum. Eğer futboldan birazcık anlıyorlar ise, içlerinde şu sahaya çıkan kadrolara bakıp da bu Galatasaray’ın bu Ankaragücü’nü, hele hele kümede kalmayı ligin bitiminden birkaç hafta önce garantilemiş, stresini atıp rahatlamış, hiçbir amacı kalmamış Ankaragücü’nü yenemeyeceğini iddia edecek biri var mı gerçekten çok merak ediyorum.....
Acaba, yukarıdaki Ankaragücü kadrosunu vermemiş olsak o Ankaragücü takımından akıllarında 2-3 futbolcu ismi kalmış mıdır onu da merak ediyorum.....
Gerçekten her hangi bir kişi çıkıp da, ligin bitimine haftalar kala küme düşmemek için çırpınan Karşıyaka’dan kendi evinde tam BEŞ gol, Daha önce Fenerbahçe’den DÖRT gol, Beşiktaş’tan tan ALTI gol yiyen bu Ankaragücü’ne Galatasaray’ın SEKİZ tane gol neden atması imkansız bunu izah edebilir mi?....
Beşiktaş Ankaragücü’ne İstanbul’da ilk maçta 4 gol, Ankara’da da 6 gol atıyor. Yani toplamda 10 gol atıyor ve hiç gol yemiyor.....
Galatasaray ise Ankaragücü’ne İstanbul’da 3 gol, Ankara’da 8 gol atıyor o da hiç gol yemiyor.
Peki, Beşiktaş 10 gol atıyor ve ŞİKE olmuyor da Galatasaray 11 gol atınca nasıl ve neden şike oluyor bir akıllı(!) bunu bize izah edebilir mi acaba?.....
Ankaragücü’nün Galatasaray karşısına çıkan 11’i neredeyse Karşıyaka karşısına çıkan 11’ine yakındı....
Ve biz üstelik de son haftalarda üst üste kazanılan Bakırköy (1-0), G.Antep (2-1) ve Sarıyer
(2-1) maçlarıyla kümede kalması kesinleşen ve rahatlayan, hatta hafta boyunca doğru dürüst antreman yapmayan Ankaragücü takımından bahsediyoruz bunu da unutmayalım lütfen.....
-----------------------------
Ama, aslında tuhaf olan Galatasaray’ın bu maçı üzerine ŞİKE yaftası yapıştırıp da Galatasaray’ın şampiyonluğunu şaibeli hale getirmeye çalışanlar genelde onca bilgi ve belgeye, polis takibine, Etik Kurul Raporlarına, Tahkimin verdiği cezalara, Ağır cezanın verdiği karara, UEFA’nın, CAS’ın verdiği kesin kararlara rağmen “ÇOK ŞÜKÜR ŞİKLE SAHAYA İNMEMİŞTİR(!)” deme yüzsüzlüğünü gösteren Fenerbahçelilerdi.
Çünkü işin aslına bakarsanız Beşiktaşlıların Galatasaraylılara laf söylemeye zaten pek hakları yoktu.
Çünkü;
Özellikle o sezon, yani 1992-1993 sezonundan size sadece BİR TEK maç hatırlatmak isterim ki sizler ne demek istediğimi zaten anlarsınız....
Tarih 01 Mayıs 1993 idi ve Turgut Özal’ın vefatı nedeni ile ertelenen ve Bursaspor’un cezası nedeniyle maç Ankara’da oynanıyordu. Maçın hakemi Tempo Dergisindeki röportajında Galatasaray’ı hiç sevmediğini açıkça belirten Erman Toroğlu idi.
Maç golsüz giderken bir Bursaspor kontratağında bir ara pasında Bursasporlu oyuncu (Yanılmıyorsam Vedat) kendi sahasından, yani orta çizginin gerisinden çıkıyor ve ani kontratakta kaleye doğru gidiyordu.
Yan hakem ofsayt bayrağını kaldırmasına rağmen adam kendi sahasından çıktığı için TOROĞLU haklı olarak akını devam ettirmişti.
Yaklaşık 40 (KIRK) metre top süren Vedat Polonyalı kaleci Jaroslaw Bako’yu geçerken düşürülüyordu.
Normal olarak Toroğlu’nun penaltı noktasını gösterip kaleciye de kırmızı kart vermesi gerekirken Toroğlu geriye dönük olarak bir ofsayt kararı veriyordu....
Şampiyonluğa oynayan Beşiktaş’ın kalecisi atılması ve takım 10 kişi kalması gerekirken çok fahiş bir hakem hatası(!!!!!) ile (Kimse yemedi tabi) maç Beşiktaş’ın galibiyeti ile tamamlanıyordu.....
Bilmiyorum içinizde ne bir Beşiktaşlının, ve nede kraldan fazla kıralcı olan Fenerbahçelilerin bu maçtan bahsettiklerini göreniniz, duyanınız var mı?.....
-------------------------
Biz, yine Ankaragücü maçına dönelim.
Aslında o maç oynanıp bittikten sonra bile sonraki haftalarda, aylarda hatta sonraki yıllarda bile bu maçla ilgili pek ŞİKE iddiaları ortalıkta yoktu ki isteyen bunu gazetelerin arşivlerine girip araştırabilir.....
Mesela, benim üye olduğum Milliyet Gazetesi arşivi tam 1950 yılına kadar elektronik arşiv haline getirilmiş bulunmaktadır. Herkes üye olup rahatlıkla bazı gerçeklere ulaşabilir.
Evet, dediğim gibi bu Ankaragücü maçının şike olduğu iddiaları özellikle o yıl şampiyonluk yolunda çekiştiğimiz Beşiktaş’lılarca değil de her ne hikmetse bilhassa Fenerbahçe’liler tarafından özellikle pompalanmıştır ve amaç zaten bellidir.....
Aslında bu iftira Fenerbahçelilerin özellikle Galatasaray’ın UEFA Kupasını ve ardından Süper Kupa’yı almasından sonra ülke çapında hızla büyüyen ve dünyada isim yapan Galatasaray’ı itibarsızlaştırma kampanyasının ürünlerinden birisidir....
Evet, bu kampanya daha sonra tek tek inceleyeceğimiz Fenerbahçe’nin Galatasaray’ı itibarsızlaştırmak, Fenerbahçelerini yüceltmek için basın ve yayın organları vasıtası ile ortaya sürdüğü iğrenç iftiralardan sadece bir tanesidir.....
-------------------------
Öncelikle şunu özellikle üzerine basa basa belirtmek isterim ki bu ülkede kesinlikle şikenin olduğuna ve şike yapıldığına inananlardan birisiyim.
Gerçi ben inanmasam, ya da birisi şike yoktur dese de şike yüzünden pek çok takımın ceza aldığı, hatta küme düşürüldüğünü, hatta bazı kulüplere sonradan Federasyon tarafından tazminat ödendiğini bu işi yakından takip eden herkes biliyordur her halde....
Ve anlı şanlı bazı futbolcularımızın hatır şikesi yaptıklarını itiraf ettiklerine çok defa şahit olmuşsunuzdur, en azından gazetelerde okumuş, televizyonlarda dinlemişsinizdir.....
Yukarıda da belirttiğim bazı nedenlerden dolayı ben iddia ediyorum ki Ankaragücü-Galatasaray maçı kesinlikle ŞİKE değildir.....
Ve eğer kalecimiz Hayrettin’in verdiği demeçlere ve o maçın oynandığı hafta süresince ülkede yaşananları göz önüne alırsak aslında A.Gücü-Galatasaray maçında Beşiktaş’ın TEŞVİK vermesi ihtimali, hatta Beşiktaş-Gençlerbirliği maçında şike yapıldığı ihtimali çok daha kuvvetli bir ihtimal olarak göze çarpmaktadır.... Çünkü; Yanda fotoğrafı bulunan (Bakınız:25.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesinin 28. Sayfası) gazete sayfasındaki haberlerden de anlaşılacağı üzere o hafta hep şike-teşvik tartışmaları içinde, kadro dışı bırakılan futbolcuların haberleri ile geçmişti.....
Mesela o hafta İhsan Kalkavan Ankaragücü’ne teşvik primi vereceğini açık açık belirtmişti. Hatta Süleyman Seba İhsan Kalkavan’a tepki göstermişti.....
O günlerde aynen şöyle demişti veya benzer ifadeler kullanmıştı sayın(!) İhsan Kalkavan;
"""Ben isim vermeyeceğim. Fenerbahçe ve Galatasaray ile maçı olan bir takıma göğüs reklamı verdim. Bu maçlardan birer puan alırsanız reklam bedeli bu, üç puan alırsanız reklam bedeli bu, puan alamazsanız zaten verdiğim bedel bu dedim.""" diye böbürlenerek anlatmıştı yaptığı işgüzarlığı....
26.05.1993 tarihli gazeteler ise Gençlerbirliği’nden tam 3 oyuncunun kadro dışı kaldığını yazıyordu. Ayrıca Goran’da serbest bırakılmıştı.
Hepimizin bildiği gibi yakın zamana kadar Teşvik almayı savunan sayın(!) İlhan Cavcav o günlerde Gençlerbirliği’nin mazisinin çok temiz olduğunu, ne şike ve ne de teşvik ile işinin olmayacağını söylüyordu.....
Söz konusu haberde Gençlerbirliği’nin kadro dışı bırakılan oyuncuları Kemalettin, Hayrettin ve kaleci Kazım “İlhan Cavcav’ın bu yaptığı maçı şaibeye sokmuş ve şampiyonluk yarışına gölge düşürmüş, kulübü sabote etmiştir.” diye konuşmuşlardır. Üstelik Bir önceki hafta Gençlerbirliği kalecisi Goran’ın pek çok kişiye göre bilinçli kırmızı kart görmesinden bahsetmiyor bile insanlar.....
(Haber için Bakınız:26.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesi’nin 24. Sayfası.)
"""Ben isim vermeyeceğim. Fenerbahçe ve Galatasaray ile maçı olan bir takıma göğüs reklamı verdim. Bu maçlardan birer puan alırsanız reklam bedeli bu, üç puan alırsanız reklam bedeli bu, puan alamazsanız zaten verdiğim bedel bu dedim.""" diye böbürlenerek anlatmıştı yaptığı işgüzarlığı....
26.05.1993 tarihli gazeteler ise Gençlerbirliği’nden tam 3 oyuncunun kadro dışı kaldığını yazıyordu. Ayrıca Goran’da serbest bırakılmıştı.
Hepimizin bildiği gibi yakın zamana kadar Teşvik almayı savunan sayın(!) İlhan Cavcav o günlerde Gençlerbirliği’nin mazisinin çok temiz olduğunu, ne şike ve ne de teşvik ile işinin olmayacağını söylüyordu.....
Söz konusu haberde Gençlerbirliği’nin kadro dışı bırakılan oyuncuları Kemalettin, Hayrettin ve kaleci Kazım “İlhan Cavcav’ın bu yaptığı maçı şaibeye sokmuş ve şampiyonluk yarışına gölge düşürmüş, kulübü sabote etmiştir.” diye konuşmuşlardır. Üstelik Bir önceki hafta Gençlerbirliği kalecisi Goran’ın pek çok kişiye göre bilinçli kırmızı kart görmesinden bahsetmiyor bile insanlar.....
(Haber için Bakınız:26.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesi’nin 24. Sayfası.)
Yani, bir gerçek var ki aslında tüm fırtına Beşiktaş’ın rakibi Gençlerbirliği’nde kopmuştu.
Yani, aslında kadro zaafına uğrayan, Beşiktaş karşısına gerçek gücünden uzakta olan Gençlerbirliği kulübü idi.....
-------------------------
Hatırlayanlar bilir, bu maçla ilgili olarak en son konuşanlardan birisi de bizim o günkü kalecimiz Hayrettin Demirbaş idi......
Hatta Hayrettin "8-0 LIK ANKARAGÜCÜ MAÇINDA BİZ ŞİKE YAPMADIK. ŞİKEYİ BEŞİKTAŞ YAPTI. BİZ REAL MADRİD GİBİ OYNADIK" diyerek eğer o maçta asıl şike yapanın (TEŞVİK) Beşiktaş olduğunu iddia etmiş ve şöyle devam etmişti sözlerine;
Sarı-Kırmızılıların eski file bekçisi, "Kesinlikle Galatasaray o maçta şike yapmadı. Tam aksine o karşılaşmada rakibimize müthiş bir teşvik primi gitmişti. Ceza sahası içinde bir pozisyon olmuştu Sabotic'le... Masörleri saha içine girip 'penaltı penaltı' diye bağırmaya başladı. 'Nedir sizdeki bu heyacan' diye sordum. O da bana 'ne diyorsun abi. Eğer bu maçı kazanırsak, 1 senedeki primi cebimize koyacağız' dedi. Şok olmuştum" ifadelerini kullanmıştı verdiği röportajında....
İşte, kalecimiz Hayrettin de böyle bir anısından bahsediyor ve aslında o maç ile ilgili olarak Beşiktaş’ın Teşvik Primi verdiğinden bahsediyordu.....
Bakınız: http://spor.bugun.com.tr/gundemi-sarsacak-sike-itirafi-haberi/164518
Ve Hayrettin’in bu iddialarını bir de o söz konusu maç öncesinde gelişen ve bir kısmından yukarıda bahsettiğim olaylar ışığında düşünün mümkünse.......
-------------------------
Her şeyden önce, herkesten önce bu maç ile ilgili olarak hep Zalad ismi ön plana çıktı, hep Zalad suçlandı, Zalad’ın maçı sattığı, şike yaptığı söylendi durdu. Ama aslında her şey bu kadar kolay, bu kadar basit olmamalı.
Çünkü idarecisi ile, Teknik Ekibi ile, yedekleri ile ve oynayan futbolcuları ile koskoca bir kulübü suçluyorsunuz. Onca insanı onursuz, şerefsiz, namussuz ilan ediyorsunuz....
Hem de en iğrenç bir şekilde. Hatta birilerinin “MAÇ SATAN KARISINI SATMIŞ GİBİDİR” sözlerinin havada uçuştuğu bir anda hem de......
Ama eğer böyle bir şey söz konusu olsaydı inanıyorum ki o geniş kadronun içinde, o Teknik Kadornun içinde, O yönetimin içinde bir dürüst insan mutlaka vardır ve çıkıp (En azından yıllar sonra) “EVET, O MAÇTA ŞİKE VARDI, GALATASARAYLI İDARECİLERDEN, VEYA ŞU KİŞİDEN ŞUNLARI ALDIK” derdi ve kimse de o kişiye bir şey yapmazdı....
Daha önce bir takım şeyleri itiraf edenlere hiçbir şey yapılmadığı gibi....
Bugün o takımın içinde Zalad’ın dışında kadroda yer alan Beşiktaş’lı Sinan, Beşiktaş’lı Fikret’de vardı...
Ve o Zalad ki bugün hala Beşiktaş’lı olduğunu iddia etmektedir.
Çünkü Zalad senelerce Beşiktaş kalesini koruyarak Beşiktaşın tarihine geçmiş bir kalecidir.....
Ve o gün o takımda oynayan Sinan Engin hala televizyonlarda ve de spor programlarında yorumculuk yaparken bir tek köşe yazarı, spor yorumcusu ve eski hakem müsveddeleri delikanlılık yapıp da Sinan Engin’e o malum soruyu sormamışlardır. Yani olayın çözülmesi o kadar basittir aslında.......
Sinan Engin de o kadar delikanlı ki bir şekilde olumlu ve olumsuz o konuyu bir türlü gündeme son defa getirip de kapatmıyor...
Çünkü, 100. Yılda manejerliğini yaptığı Beşiktaş’a her türlü yardımı yaptığını iddia ettiği Aziz Yıldırım başta olmak üzere tüm Fenerbahçeliler o konuyu kullanıyor, bu konunun bir şekilde gündemde kalması işlerine geliyor çünkü....
Oysa gerçekten o maçta şike varsa ve de o Ankaragücü takımında yer alan her hangi bir futbolcu bu olayı aynen Malatyaspor’lu bazı futbolcuların açıkladığı gibi, Futbolcu Cafer’in açıkladığı gibi, Oktay Derelioğlu’nun açıkladığı gibi açıklasa ne olacak ki?...
Mesela Sinan Engin “EVET O MAÇTA ŞİKE YAPILDI, ANKARAGÜÇLÜ FUTBOLCULAR VEYA BAZI FUTBOLCULAR ŞİKE YAPTI” dese ne kaybeder?...
Onu mahkemeye mi çıkarırlar?
Mesela, Oktay Derelioğlu’na bir şey oldu mu?
Evet, o maçta gerçekten şike olsaydı bu güne kadar bir şekilde medyaya sızdırılırdı diye düşünüyorum....
Ya da eminim ki Ankaragüçlü futbolcuların hepsi de vicdansız değildir her halde. İçlerinden vicdan sahibi bir futbolcu çıkar olayları bir bir anlatırdı....
Yani, diyeceğim odur ki insanları lekelemek bu kadar basit olmamalı, insanlar bu kadar ucuzlamamalı......
-------------------------
Galatasaray Kulübü Eski Başkanı Mehmet Cansun, Fenerbahçe Kulübü Eski Başkanı Ali Şen, Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba ve Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın yer aldığı ve The Marmara Oteli'nde gerçekleştirilen futbol konulu toplantı ile ilgili haber 18 Aralık 2006 tarihli Hürriyet Gazetesinde yer alırken söz konusu toplantıda Ali Şen’in Ankaragücü-Galatasaray maçı ile ilgili olarak Zalad ile görüşmesinin haberi şöyle yer alıyordu.....
ALİ ŞEN: "ZALAD'LA KONUŞTUM, ŞİKE YOK" DEDİ DEMİŞTİ.....
Galatasaray'ın 8-0 kazanarak şampiyonluğa ulaştığı Ankaragücü maçıyla ilgili bir konuşmada araya giren Ali Şen, henüz 5 gün önce Belgrad'da adı şike iddialarıyla anılan kaleci Zalad'la yemek yediğini belirterek, "Şu an kendisi Partizan Kulübü'nde kaleci antrenörü. Sordum, böyle iddialar var ne kadar para aldın diye. Bana, '1 lira aldıysam burada öleyim. O gün 10 gol de yiyebilirdim çok kötü bir günümdü" dedi. Şüpheli maçlar dünyada çok. Asla böyle bir şey olmadığını Zalad kendisi anlattı bana" ifadesini kullandı demişti.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/5636463.asp?gid=0&srid=0&oid=0&l=1
Yani, bu işlerin kurdu Ali Şen bile Zalad’a inanmışken bizim(!) kurtlar(!) inanmıyordu bir türlü. Çümkü onlar öyle kurgulanmıştı....
-------------------------
Ve o maçtan yıllar sonra kaleci Zalad Zaman Gazetesinden Serkan AKCAN ’a verdiği ve 19 Kasım 2003 tarihinde yayınlanan röportajda şunları söylemişti.....
Yani, aslında kadro zaafına uğrayan, Beşiktaş karşısına gerçek gücünden uzakta olan Gençlerbirliği kulübü idi.....
-------------------------
Hatırlayanlar bilir, bu maçla ilgili olarak en son konuşanlardan birisi de bizim o günkü kalecimiz Hayrettin Demirbaş idi......
Hatta Hayrettin "8-0 LIK ANKARAGÜCÜ MAÇINDA BİZ ŞİKE YAPMADIK. ŞİKEYİ BEŞİKTAŞ YAPTI. BİZ REAL MADRİD GİBİ OYNADIK" diyerek eğer o maçta asıl şike yapanın (TEŞVİK) Beşiktaş olduğunu iddia etmiş ve şöyle devam etmişti sözlerine;
Sarı-Kırmızılıların eski file bekçisi, "Kesinlikle Galatasaray o maçta şike yapmadı. Tam aksine o karşılaşmada rakibimize müthiş bir teşvik primi gitmişti. Ceza sahası içinde bir pozisyon olmuştu Sabotic'le... Masörleri saha içine girip 'penaltı penaltı' diye bağırmaya başladı. 'Nedir sizdeki bu heyacan' diye sordum. O da bana 'ne diyorsun abi. Eğer bu maçı kazanırsak, 1 senedeki primi cebimize koyacağız' dedi. Şok olmuştum" ifadelerini kullanmıştı verdiği röportajında....
İşte, kalecimiz Hayrettin de böyle bir anısından bahsediyor ve aslında o maç ile ilgili olarak Beşiktaş’ın Teşvik Primi verdiğinden bahsediyordu.....
Bakınız: http://spor.bugun.com.tr/gundemi-sarsacak-sike-itirafi-haberi/164518
Ve Hayrettin’in bu iddialarını bir de o söz konusu maç öncesinde gelişen ve bir kısmından yukarıda bahsettiğim olaylar ışığında düşünün mümkünse.......
-------------------------
Her şeyden önce, herkesten önce bu maç ile ilgili olarak hep Zalad ismi ön plana çıktı, hep Zalad suçlandı, Zalad’ın maçı sattığı, şike yaptığı söylendi durdu. Ama aslında her şey bu kadar kolay, bu kadar basit olmamalı.
Çünkü idarecisi ile, Teknik Ekibi ile, yedekleri ile ve oynayan futbolcuları ile koskoca bir kulübü suçluyorsunuz. Onca insanı onursuz, şerefsiz, namussuz ilan ediyorsunuz....
Hem de en iğrenç bir şekilde. Hatta birilerinin “MAÇ SATAN KARISINI SATMIŞ GİBİDİR” sözlerinin havada uçuştuğu bir anda hem de......
Ama eğer böyle bir şey söz konusu olsaydı inanıyorum ki o geniş kadronun içinde, o Teknik Kadornun içinde, O yönetimin içinde bir dürüst insan mutlaka vardır ve çıkıp (En azından yıllar sonra) “EVET, O MAÇTA ŞİKE VARDI, GALATASARAYLI İDARECİLERDEN, VEYA ŞU KİŞİDEN ŞUNLARI ALDIK” derdi ve kimse de o kişiye bir şey yapmazdı....
Daha önce bir takım şeyleri itiraf edenlere hiçbir şey yapılmadığı gibi....
Bugün o takımın içinde Zalad’ın dışında kadroda yer alan Beşiktaş’lı Sinan, Beşiktaş’lı Fikret’de vardı...
Ve o Zalad ki bugün hala Beşiktaş’lı olduğunu iddia etmektedir.
Çünkü Zalad senelerce Beşiktaş kalesini koruyarak Beşiktaşın tarihine geçmiş bir kalecidir.....
Ve o gün o takımda oynayan Sinan Engin hala televizyonlarda ve de spor programlarında yorumculuk yaparken bir tek köşe yazarı, spor yorumcusu ve eski hakem müsveddeleri delikanlılık yapıp da Sinan Engin’e o malum soruyu sormamışlardır. Yani olayın çözülmesi o kadar basittir aslında.......
Sinan Engin de o kadar delikanlı ki bir şekilde olumlu ve olumsuz o konuyu bir türlü gündeme son defa getirip de kapatmıyor...
Çünkü, 100. Yılda manejerliğini yaptığı Beşiktaş’a her türlü yardımı yaptığını iddia ettiği Aziz Yıldırım başta olmak üzere tüm Fenerbahçeliler o konuyu kullanıyor, bu konunun bir şekilde gündemde kalması işlerine geliyor çünkü....
Oysa gerçekten o maçta şike varsa ve de o Ankaragücü takımında yer alan her hangi bir futbolcu bu olayı aynen Malatyaspor’lu bazı futbolcuların açıkladığı gibi, Futbolcu Cafer’in açıkladığı gibi, Oktay Derelioğlu’nun açıkladığı gibi açıklasa ne olacak ki?...
Mesela Sinan Engin “EVET O MAÇTA ŞİKE YAPILDI, ANKARAGÜÇLÜ FUTBOLCULAR VEYA BAZI FUTBOLCULAR ŞİKE YAPTI” dese ne kaybeder?...
Onu mahkemeye mi çıkarırlar?
Mesela, Oktay Derelioğlu’na bir şey oldu mu?
Evet, o maçta gerçekten şike olsaydı bu güne kadar bir şekilde medyaya sızdırılırdı diye düşünüyorum....
Ya da eminim ki Ankaragüçlü futbolcuların hepsi de vicdansız değildir her halde. İçlerinden vicdan sahibi bir futbolcu çıkar olayları bir bir anlatırdı....
Yani, diyeceğim odur ki insanları lekelemek bu kadar basit olmamalı, insanlar bu kadar ucuzlamamalı......
-------------------------
Galatasaray Kulübü Eski Başkanı Mehmet Cansun, Fenerbahçe Kulübü Eski Başkanı Ali Şen, Beşiktaş Kulübü Onursal Başkanı Süleyman Seba ve Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın yer aldığı ve The Marmara Oteli'nde gerçekleştirilen futbol konulu toplantı ile ilgili haber 18 Aralık 2006 tarihli Hürriyet Gazetesinde yer alırken söz konusu toplantıda Ali Şen’in Ankaragücü-Galatasaray maçı ile ilgili olarak Zalad ile görüşmesinin haberi şöyle yer alıyordu.....
ALİ ŞEN: "ZALAD'LA KONUŞTUM, ŞİKE YOK" DEDİ DEMİŞTİ.....
Galatasaray'ın 8-0 kazanarak şampiyonluğa ulaştığı Ankaragücü maçıyla ilgili bir konuşmada araya giren Ali Şen, henüz 5 gün önce Belgrad'da adı şike iddialarıyla anılan kaleci Zalad'la yemek yediğini belirterek, "Şu an kendisi Partizan Kulübü'nde kaleci antrenörü. Sordum, böyle iddialar var ne kadar para aldın diye. Bana, '1 lira aldıysam burada öleyim. O gün 10 gol de yiyebilirdim çok kötü bir günümdü" dedi. Şüpheli maçlar dünyada çok. Asla böyle bir şey olmadığını Zalad kendisi anlattı bana" ifadesini kullandı demişti.
http://www.hurriyet.com.tr/spor/5636463.asp?gid=0&srid=0&oid=0&l=1
Yani, bu işlerin kurdu Ali Şen bile Zalad’a inanmışken bizim(!) kurtlar(!) inanmıyordu bir türlü. Çümkü onlar öyle kurgulanmıştı....
-------------------------
Ve o maçtan yıllar sonra kaleci Zalad Zaman Gazetesinden Serkan AKCAN ’a verdiği ve 19 Kasım 2003 tarihinde yayınlanan röportajda şunları söylemişti.....
İşte Zalad’ın söylediklerinden satır başları......
“Sahaya çıkmayanlar aslan oldu, ben ise sahtekâr”
Türkiye ‘de 7 yıl oynadım. En iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. Eskişehir, Beşiktaş ve A.Gücü ‘nde üç tane Başbakanlık Kupası kazandım. Geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. Çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.
20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.
G.Saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. Hocamız Tınaz Tırpan’dı. İlk devre bitti, soyunma odasına girdik. Ben eldivenlerimi çıkartıp Tınaz hocaya verdim ve, “Hoca buraya kadarmış. Herkese teşekkür ediyorum. Güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. (NİTEKİM HALA YAPILIYOR) Ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye Arif geçti. 3 tane de o yedi. Ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.”.....
Zalad’a sorulan “Peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi?” sorusuna ise Zalad’ın verdiği cevap çok ilginç aslında.
“O maçtan önce kesinlikle ŞİKE teklifi almadım. Ama G.Saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. Keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. Ben hâlâ o maçı düşünüyorum. Şimdi Beşiktaş’ın menajeri olan Sinan Engin de A.Gücü’nde oynuyordu. Bana G.Saray maçından önce geldi ve, “Eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni Beşiktaş’a kaleci antrenörü olarak alacaklar.” dedi. Ben de ona, “Bana ne kaleci antrenörlüğünden” dedim”.....
Yani, bu sözler ile kaleci Hayrettin Demirbaş’ın sözleri bir yerde örtüşüyor aslına bakarsanız....
“A.Gücü neden o kadar kötü oynadı?” sorusuna ise,
“Biz G.Saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. Özellikle Sarıyer’i yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. As oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. Kendilerini hiç zorlamadılar. Zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. Ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. Zaten G.Saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. Biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.” diyor Zalad.....
· “Şike ile ilgili kimse bana bir şey sormadı ki. Hep kendi bildiklerini yazdılar. Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş’ta tam 120 maç oynadım. Ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. Çünkü 1986 yılında G.Saray-Eskişehir maçında Prekazi bana gol atmıştı, o zaman da gazetelerde, “Prekazi’nin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor.” diye yazılar yazılmıştı. Ya kardeşim Prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. Monaco’ya da orta sahadan attı. O zaman Monaco’nun kalecisi de mi şike yaptı?”
(BİLGİ: İşin garip olan tarafı bunu iddia edenler Zalad’ın oradan Beşiktaş’a transfer olduğunu unutuyorlar. Demek ki Beşiktaş’lılar bile bile kendilerini şampiyonluktan eden şikeci(!) bir kaleciyi transfer ettiler. J)
Aslında Zalad’ın röportajında en önemli sorulardan birisi de “Türkliye’de hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı?” sorusuna verdiği cevaptı.....
“1990-91 sezonuydu. F.Bahçe ile Beşiktaş çekişiyor. A.Gücü de F.Bahçe ile İstanbul’da oynayacak. O hafta da annem ve kayınvalidem Belgrad’tan geliyordu. Onları karşılamaya gittim. Sonra da Beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. Yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler Beşiktaşın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. Çekin üzeri boştu. Dostum, “Eğer F.Bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın.” dedi. Yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme, “Kalkın, toparlanın, hemen Ankara’ya gidiyoruz.” dedim ve çeki yırtıp attım. “Ben paramı kulübümden alıyorum. Söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin.” deyip Ankara’ya döndüm......
Bilmiyorum birileri bu röportajda geçen konuları neden hiç ama hiç gündeme getirmiyor?....
Röportajın tamamı için bakınız:
http://www.zaman.com.tr/spor_zalad-sahaya-cikmayanlar-aslan-oldu-ben-ise-sahtekar_9085.html
-------------------------
Bir de bu konu hatırlayanlarınız çok iyi bilir Faik Çetiner’in sunduğu Sporvizyon programında tartışılmıştı.
Hatırlarsanız tescilli F.Bahçeli ve ne kadar tarafsız(!) birisi olduğunu hepimizin iyi bildiği Faik Çetiner'in SPORVİZYON isimli bir programı vardı (HALEN SPOR PROGRAMLARI SUNUYOR VE GÖREVİNİ YAPIYOR) eskiden Kanal-6 olarak yayın yapan bir televizyonda. Ve bir dönem İhsan Kalkavan o programın devamlı yorumcularından idi....
İhsan Kalkavan o sıralar her fırsatta “ŞİKECİ ZALAD, HAİN ZALAD, MAÇI SATAN ZALAD” sözleri ile her fırsatta Zalad’a saldırıyordu, sallıyordu programda….
Bir müddet sonra programa ZALAD bağlanmıştı. Meğer programı izliyormuş. Belki de daha önce programdan aradılar böyle konular var bilgin olsun diye de uyarmış olabilirler. (MALUM REYTİNG İÇİN HER ŞEYİ YAPAR BUNLAR)..
Bu sefer ZALAD İhsan Kalkavan'a saydırmaya başlamıştı.
“Benim 8 golü de hatalı yediğimi söylüyorsun ama maçın 46. dakikasında oyundan çıktığımdan haberin bile yok, şike yapıldı diyorsun ama o dönemde Beşiktaş'tan gelip bizde oynayan oyuncular olduğundan bahsetmiyorsun?, Galatasaray nasıl Ankaragücü'ne 8 tane atar, kesin şike var bu kadar gol yenir mi? diyorsun ama (BURASI ÇOK ÖNEMLİ) Beşiktaş'ın bizi 6-0 yendiği maçta golleri nasıl attığınızdan bahsetmiyorsun. Bizim Galatasaray maçından bir önceki hafta ligden düşmesi kesinleşmiş ve lig sonuncusu Konya'ya yenildiğimizden bile haberin yok " diye konuşmuştu…..
Ve sonraki haftalarda İhsan Kalkavan birkaç hafta sus pus oturmuştu o programda..
Galatasaray’a averajla şampiyonluğu kaptıran Beşiktaş’ın o zamanki yöneticisi İhsan Kalkavan’ın son hafta maçlarının öncesinde “Elimde çantamla Ankara’ya karargah kurmaya gidiyorum” sözlerini de BAZI KONULARI İSTEMEYEREK(!!!!!) unutan birilerine hatırlatmak isterim....
Hatta Beşiktaş Başkanı Süleyman Seba İhsan Kalkavan’ın girişimler için tepki göstermişti.
Bakınız:25.05.1993 tarihli Milliyet Gazetesinin Spor Sayfası.....
Yani, bu maça şike diyenler bir değil, aslında iki camiayı da zan altında bırakmaktadırlar. Hele ki Zalad’ı hiçbir zaman dinlemeden darağacına çeken şerefli(!) insanlar(!) var bu alemde.....
-------------------------
Bu maçla ilgili olarak söylenebilecek sadece iki şey olabilir.
Ya Ankaragücü futbolcularının tamamı GERÇEKTEN bu şike işine karıştı ve o yüzden hepsi onursuz, şerefsiz, kişiliksiz insanlar,
Ya da o maçta gerçekten de şike olmadı ki Ankaragücü’nün o günkü kadrosunda yer alan futbolcular özellikle bu Fenerbahçelilerin iddialarını hiç umursamıyorlar.....
Her şey ortada iken birileri de bu olayı hala ısrarla ve her fırsatta kaşıyor.....
Ama, Galatasaray-Strum Graz maçını şike olarak mahkemede anlatan, Denizlispor-Fenerbahçe maçında Galatasaray’ın şike yaptığını iddia eden bir camiadan her şey beklenir.....
-------------------------
Aslında birilerinin ısrarla anlamak istemedikleri ya da anlamamazlıktan geldikleri çok açık bir konu var ortada......
Acaba o maç için ŞİKE yaftası yapıştıranlar Galatasaray’ın özellikle o sezon Beşiktaş’a karşı bile büyük üstünlük kurduğunu biliyorlar mı dersiniz?
Hiç sanmıyorum....
O SEZON Galatasaray ile Beşiktaş YEDİ defa karşılaşmışlardı ve Galatasaray BEŞ galibiyet, İKİ beraberlik almıştı Beşiktaş karşısında. Ve o Beşiktaş gidip Ankara’da ALTI gol atıyor.
Ama o sezon Ankaragücü’ne kimler kaçar gol atmıyordu ki....
Açıkça belli ki birileri kimlerin Ankaragücü’ne kaç attığı ile ile ilgilenmiyor. Sen ne dersen de onlar yine de o maç ile ilgili olarak beyinlerinde kurdukları iddiaları yineleyeceklerdir....
Bu zihniyet, Eskişehir’de oynarken Prekazi’den yediği frikik golünde bile şike yapmakla suçlamamış mıydı Zalad’ı?.....
Demek ki adamlar kendilerini şampiyonluktan eden(!!!!!) bir adamı transfer ettiler desenize....
Yani bunu bile düşünemiyor bu Galatasaray düşmanları.....
Ben, bu maç ile ilgili olarak ŞİKE iddiasında bulunanlara defalarca sordum ve yine soruyorum. Bana kıvırmadan kestirmeden bir cevap verirlerse çok sevineceğim.....
Karşıyaka’nın BEŞ gol attığı, Fenerbahçe’nin DÖRT gol attığı, hatta Konyaspor’un gole doyurduğu Ankaragücü’ne Beşiktaş ALTI gol atıyorsa şampiyonluğu o maç ile kazanacak konsantrasyonlu bir Galatasaray’ın 8 gol atması neden ŞİKE oluyor?...
Sadece futbolcuların (SANA VE NE MAL OLDUKLARI, HANGİ AMACA HİZMET ETTİKLERİ BELLİ BAZI ŞAKLABANLARA GÖRE) çok rahat bir maç çıkarmaları, kendilerini sıkmamaları mı bir maça şike yaftası yapıştırılmasına bir sebep midir?...
O sezon Fenerbahçe’ye Saraçoğlunda hem de 10 kişi ile 4 tane gol atan Galatasaray Ankara'da Ankaragücü’ne neden 8 tane atmasın acaba?..
İmkansız bir şey mi alınan bu sonuç?....
Yani, Galatasaray aynı oyunu çıkaran Ankaragücü karşısında 6 gol atmış olsaydı şike olmayacak mıydı sizce?
Yani Galatasaray Beşiktaş’tan sadece 2 gol fazla attı diye mi bu maça ŞİKE yaftası yapıştırıyorsunuz?
BU KADAR BASİT Mİ BU İŞLER?.....
Bana göre bu maç için ŞİKE iddiasında bulunanların gerçekten Galatasaray ile, Galatasaraylılar ile sorunları var demektir.
Eğer öyle değilse de beyinleri ile sorunları var demektir bence......
-------------------------
Acaba özellikle Fenerbahçe’liler Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında aldığı tek mağlubiyeti şampiyon olduğu sezon sonunda aldıklarını biliyorlar mı gerçekten çok merak ediyorum....
Fenerbahçe’nin Konyaspor karşısında bu güne kadar aldığı bir tek mağlubiyet var ve o da şampiyon olduğu sezonun (2004-2005) son haftasındadır biliyor musunuz?....
Ve normal bir Fenerbahçe o sezon ki Konyaspor’u gerçekten çok rahat yenerdi.
Ama sahada psikolojik olarak rahatlamış bir Fenerbahçe vardı ve onlar hala şampiyonluğu kutluyorlardı. Sonuçta Konyaspor’dan tam 4 gol yediler....
Yani şampiyon olan ve aklı şampiyonlukta ve kutlamalarda olan Fenerbahçe Konyaspor’dan 4 gol yiyiyor da küme düşmemeyi garantilemiş, psikolojik olarak rahatlamış, bir çok sahkatı olan ve son haftayı adeta antreman yapmadan geçiren Ankaragücü neden Şampiyon olacak olan Galatasaray’dan 8 gol yemesin? Galatasaray neden 8 gol atmasın, ya da atamasın?....
Beyler,
Bence siz, siz olun Galatasaraylıları geçtim, hiç olmazsa Ankaragücü futbolcularının, Teknik Heyetinin ve Yöneticilerinin günahlarını almayın. Çünkü bütün camiayı zan altında bırakıyorsunuz, herkesi suçluyorsunuz, herkese iftira ediyorsunuz......
İnsan olan en azından ortaya makul ve mantıklı bir şeyler koyar ki ondan sonra bazı suçlamalarda bulunur.
Mesela o maçla ilgili olarak Fenerbahçeli Semih’in Eskişehirsporluların mamalanmalarından bahsetmesi gibi her hangi bir dedikodu falan mı çıktı acaba ortaya.
Ya, da bir Ankaragücü maçı öncesi yine Fenerbahçeli Emre Belözoğlu’nun telefon şakaları gibi bir şaka mı yakalanmıştı acaba satır aralarında?....
Ya da Ankaragücü kalecisi Serkan Kırıntılı’nın Kadıköy Bağdat Caddesinde görülmesi gibi Zalad acaba Florya’da mı görüntülenmişti?....
Velev ki bir an Galatasaray'ın o maçta ŞİKE yaptığını düşünsek bile Galatasaray neden 8 (SEKİZ) gol atsın ki?..
Çünkü bu gerçekten mantığa ters gelen bir durum....
Madem ki Galatasaray şike yaptı neden milyonların takibinde olan bir maçta yaptığı şikeyi kör göze sokar gibi öyle çok gol atsın ki rakibine?..
Yani Galatasaraylılarda o akıl yok mu?..
Nasılsa rakip ile anlaşmışlar veya bir-kaç kişi ile anlaşmışlar, işi bağlamışlar.
Yani, şike yaptıklarına(!) göre gol atmak her zaman mümkün(!!!!!)..
Üstelik an be an İstanbul'dan dakika ve skor alıyorlar o zaman neden kendilerini sıksınlar, olayın çakılmasına olanak sağlasınlar, kendilerini de kulüplerini de rezil etsinler?...
Üstelik de hafta boyunca ortada yaşanan olaylara rağmen hem de....
İstanbul’daki maçı dinleyip duruma göre bir veya iki gol atarlar işi idare edecek beyin yok muydu acaba iki takım oyuncularında?.....
Kaldı ki İstanbul'daki maçın gidişatı hemen hemen belli iken, yani Galatasaray şampiyonluğu garantilemişken neden 8 (SEKİZ) gol atsın ki?..
ALTI gol atardı bırakırdı futbolcular dedikoduya mahal vermemek için.:))..
İşin garip tarafı ne biliyor musunuz?
Bu maç ile ilgili olarak yıllardır en çok isyan edenler ise olay ile uzaktan yakından alakası olmayan Fenerbahçe'li kardeşlerimiz(!), yani ebedi dostlarımız(!)....
16 kişiye toplam 27 yıl 9 ay hapis cezası istemiyle sonuçlanan ve yargıtay aşamasına gelinen bir dava ile ilgili olarak kendilerinin 'TEMİZ' olduğunu iddia edenler tam 18 yıldır ‘Para şike, işte Cim Bom işte’ tezahüratları ile Türkiye’nin en büyük camiasını devamlı rencide etmişlerdir...
Galatasaraylılar tarafından her platformda şiddetle reddedilen bu iddialar ile kendisine hiçbir söz hakkı bile tanımadan Zalad'ı darağacına çekiverdiler...
Sadece Zalad'ı değil koskoca iki camiayı da töhmet altında bıraktılar bir çırpıda utanmadan....
Bilmiyorum ama insanları, insanların içinde yer aldığı koca camiaları karalamak bu kadar kolay olmamalı......
Ama artık biliyoruz ki ebedi dostlarımızın(!!!!!) bu tür girişimlerinden vardır bir sebebi diyerek mutlaka şüphe duymak gerektiğini, tüm bunları kendi çevirdikleri bazı dolapların ortaya çıkmasını önlemek için bilerek yaptıklarını iyice öğrendik artık.....
Kim bilir, belki de başlarına gelen son musibet hep geçmişteki tutum ve davranışları yüzündendir....
Söylenecek o kadar çok şey var ki, ama malum medya bazen dokunulması gereken konulara asla dokunmuyor, asıl sorulması gereken soruları sorulması gereken kişilere sormuyor. Tuhaf olan bu.....
Saygılarımla,
Salih HÜROL
1-0 kazanan da şampiyon olacaktık. Öyle bir algı yaratılıyor ki sanki GS averaj olarak gerideymis de 8 gol atarak Bjk yi geçmiş gibi
YanıtlaSilKafana kopekler isesin o zaman bunuda yazsana serefsiz. Ankaragucu kalecisi zalat Bjk in kovdugu kaleciydi ve yedigi goller tam fiyaskoydu. 86-87 sezonunda da yazsana fetocu malatyaya giden arabalardan, paralardan, Bjk a hakemin gol atmasindan yazsana gotun yetiyomu
YanıtlaSil1986-87 sezonu Malatya'ya giden arabalar yalanı: https://forzagala.blogspot.com/2021/05/malatyaya-giden-doganlar-palavrasi.html
SilCevap veremeyince nasıl da konuyu değiştirmişsin :)
Hani diyosunuz ya 1-0 gs-a yetiyor. Gs isini garantiye aldi sike yapip 8-0 almakla. 1-0 yetiyordu gs a tamam. Bjk 2-1 bitseydi 1-0 yetiyordu. Ee Bjk-in 2-1 kazanacagi biliyomiydunuz 1-0 yetiyordu soyluyorsunuz?
YanıtlaSil