Atatürk ve Galatasaray Lisesi......
Özellikle Aziz Yıldırım göreve geldikten sonra Fenerbahçe'lilerin tüm kulüplere ve UEFA ve Süper Kupayı almasından sonra özellikle de Galatasaray’a karşı söylem ve eylemleri değişmeye başladı.....
Galatasaray’ın UEFA
Kupasını ve hemen ardından da Süper Kupayı alması sonrasında bu eylemleri ve
söylemleri sınır tanımaz oldu.....
Bir taraftan Asr-Fener gibi boyalı basın kitapları
hazırlatıp UEFA ve Süper Kupa sahibi Galatasaray
karşısında takımları Fenerbahçe’yi yüceltmek(!) için neler yapmadılar ki.
Bir taraftan Kurtuluş
Savaşı öncesi İşgal Kuvvetlerinin gemicileri ile yaptıkları maçları bir
kahramanlık destanı gibi etrafa yayıp, hatta yayınlayıp kazandıkları Harrington
Kupasını bile Galatasaray’ın kazandığı ve Türk Halkını gururla sokağa döktüğü
UEFA Kupasından daha büyük gösterme çabası içine girdiler. Hatta “Siz, UEFA Kupasını Harrington Kupası ile
bir mi tutuyorsunuz?” sorusunu bile sormaya başladı densizler.....
(Bakınız: http://www.youtube.com/watch?v=___dAgQtCLs
)
Hatta bununla da
kalmayıp şikeyi bu ülkeye Galatasaray’ın getirdiğinden (Ki o konuyu da işleyeceğiz) tutun da, İşgal yıllarında
Galatasaray Lisesinin salonlarında toplantı yapılması sebebiyle
Galatasaraylıları (Dikkat edin
Galatasaray Lisesinden birilerini değil de tüm Galatasaray Liselileri ve Galatasaraylıları)
Vatan Haini ilan etmeye ve
bunun üzerinden de Galatasaray’ı itibarsızlaştırma çalışmalarına dalmışlardı
tüm güçleri ile.....
Ama, hesap etmedikleri
bir şey vardı. Çağımız iletişim çağı idi ve artık pek çok bilgiye ulaşmak bir o
kadar da kolaydı......
Ve bazen attığınız
iftiralar karşısında yapılan araştırmalar sizlerin gerçek yüzünüzün ortaya
çıkmasına, çok daha fazla rezil olmanıza sebep olabilirdi. Nitekim ülkemizde
pek çok futbolsever Fenerbahçe ile ilgili o kadar çok saklanan, sümenaltı
edilen bilgiye ulaştı ki bu iftiralar aslında kendilerine çok pahalıya
patladı....
Bugün pek çok gazetenin
eski nüshaları digital ortama atılmış bulunmaktadır. Yani pek çok bilgi ve
belgeye ulaşmak o kadar kolaydır ki mesela; Galatasaray dediğiniz gibi geçmişte
şike yaptı ise, şikeyi bu ülkeye Galatasaray getirdi ise onu rahatlıkla
belgeleyebilir, en azından gazetelerde yayınlanan dedikodularına
ulaşabilirsiniz ve “HAYIR, EN ŞİKECİ
SİZLERSİNİZ” diyenlerin gözüne sokarsınız.....
Zaten bu ŞİKE
konularına, şikeyi bu ülkeye kimlerin getirdiği konularına da sırası geldiğinde
uzun uzun değineceğiz.
Şimdiki
konumuz sadece Galatasaray Lisesi, Galatasaraylılar Vatan haini mi?, Atatürk’ün
Galatasaray ile ilgili bir laneti var mı? Eğer varsa Atatürk Galatasaray
Lisesini mi, Galatasaray Liselileri mi yoksa Galatasaray Kulübünü mü
lanetlemiştir ya da aslında kimler neler yapmıştır da Mustafa Kemal Atatürk
onlar için Cumhuriyet Düşmanları demiştir onları gözler önüne sereceğiz
inşallah....
----------------------
Her şeyden önce
insanların ağızlarından çıkanı kulaklarının duyması gerekir.
Ama öyle bir dünyada ve
öyle bir zamanda yaşıyoruz ki "Bir
ülkede namuslular da namussuzlar kadar cesur olmazsa o
memleket batar” sözlerinden de anlaşılacağı üzerine biz Galatasaraylılar
adına o vakit gelmiş de geçiyor bile.....
Her
şeyden önce bilinmelidir ki, ne ben ve
ne de milyonlarca Galatasaray’a gönül vermiş taraftarın çok çok büyük bir
çoğunluğunun Galatasaray Lisesi ile uzaktan yakından ilgi ve alakası yoktur...
Herkes bilir ki
Galatasaray Kulübünde Galatasaray Lisesi mezunları idari anlamda çoğunluktadır
belki ama taraftarların çok ama çok büyük bir çoğunluğu Galatasaray Kulübü
taraftarıdır. Ve bunların hiçbirisi de Galatasaray Lisesi yüzünden Galatasaray
taraftarı olmamışlardır....
Bizler
Galatasaray Lisesini sadece gönül verdiğimiz takım o lisede kurulduğu için
severiz. Kulübümüzün, yüzlerce yıllık mazisi olan, padişahlarımızın kurduğu ve
ülkemiz tarihinde önemli bir yeri olan böylesine büyük bir ilim ve irfan
yuvasında kurulduğu için de özellikle gurur da duyarız.....
Çünkü
bu ülkede böylesine köklü bir mazisi olan başka bir okul göremezsiniz....
Biz Galatasaraylılar
tarihimizden asla utanmayız, bilakis gurur duyarız. Hatta kurucularımızın
adlarını yaşatmak için, büyük sporcularımızı unutmamak için onların isimlerini
tesislerimize veririz....
Öyle kurucu
başkanlarını bile bilmeyen, kurucularının adını her hangi bir tesisine
veremeyen başka kulüplere benzemeyiz....
----------------------
Kulüp
olarak Galatasaray’da eleştirilebilir, Galatasaraylılar da eleştirilebilir.
Ama
Galatasaray’ı eleştirirken dolaylı yollara sapmayacaksınız. Çünkü Galatasaray’ı
kötüleyelim derken aslında kendi tarihinizdeki rezillikleri ortaya
koyuyorsunuz, tarihinizi yazanları da küçültüyor, kemiklerini sızlatıyor,
günahlarını alıyorsunuz....
Ama
aslında sizler en büyük hakareti bizzat ATATÜRK’e yapıyorsunuz. Çünkü onun
yapmadığı şeyler, söylemediği sözler üzerinden giderek en başta ona hakaret
ediyorsunuz....
Evet doğrudur, Mustafa Kemal ATATÜRK ‘NUTUK’ da
birilerine lanet etmiştir.
Ama o lanet ettiği ne Galatasaray Lisesidir ne de
Galatasaray Kulübüdür.
İşte Fenerbahçelilerin
aslında anlamadığı ve laf kalabalığı
yaparak Galatasaray’ı itibarsızlaştırmak istedikleri olayın ana teması
budur.....
Ve belli ki Galatasaray
ile ilgili o sözleri söyleyenler NUTUK’u hiç okumamışlardır....
Ama aynı ATATÜRK birilerini isim vererek Cumhuriyet Düşmanları olarak adlandırmıştır. (Bakınız:NUTUK) Ve onlar Fenerbahçe’nin Başkanlarıdır....
Evet, Mustafa Kemal Atatürk Nutuk - Bölüm
18 /C ‘de bir de böyle şeyler söylemektedir direk hedef göstererek.
*****Bütün bu yapılanlar, elbette
Cumhuriyet'in başarısı ile sonuçlandı. Âsîler yok edildi.
Fakat Cumhuriyet düşmanları, büyük komplonun bütün safhaları ile son bulduğunu kabul etmediler. Alçakçasına son bir teşebbüse giriştiler. Bu teşebbüsler İzmir suikastı olarak kendini gösterdi. Cumhuriyet mahkemelerinin ezici pençesi, bu defa da Cumhuriyet'i suikastçıların elinden kurtarmayı başardı.*****
Fakat Cumhuriyet düşmanları, büyük komplonun bütün safhaları ile son bulduğunu kabul etmediler. Alçakçasına son bir teşebbüse giriştiler. Bu teşebbüsler İzmir suikastı olarak kendini gösterdi. Cumhuriyet mahkemelerinin ezici pençesi, bu defa da Cumhuriyet'i suikastçıların elinden kurtarmayı başardı.*****
Kimisi
Mustafa Kemal’i teslim olmaya ikna etmeye çalışmış, kimisi ona suikast
tertipleyenlerin içinde bizzat yer almıştır.....
Ama kimse de
Fenerbahçe’nin bir başkanının veya başkanlarının, yöneticilerinin yaptıklarından
dolayı tüm Fenerbahçelileri vatan haini olarak görmemiştir....
Onlar sadece camiaların
içindeki çürük elmalardır.
Atatürk’ün NUTUK’da
söylediği sözler sadeleştirilmiş olarak aynen şöyledir;
"Yineliyorum;
bize karşı ileri sürülen düşünceler yanlıştır. Bu gerçek, tarihçe ve mantıkça
yanıtlanmıştır. Bu konuyu yalnız Batıya değil, dahası yurttaşlarımıza da önemli
biçimde anımsatmak gereği duyuyorum. Çünkü seyrek olmakla birlikte üzülerek
işitiyoruz ki ulusun tarihini okumamış ya da ulusal duygudan yoksun kalmış
olması gereken kimi kişiler,
yabancıların bize karşı ileri sürdükleri suçlamaları geri çevirmedikten başka
yurtlarını, uluslarını suçlu göstermekten çekinmiyorlar. Bugün yine, sultanî
mektebinin salonlarını bize karşı konferans verdirmek için yabancılara açık
bulunduranlar var; bu gibilere lanet..."
Şimdi bu sözlerden yola
çıkarak Atatürk’ün Galatasaray Lisesinde görev alanları, o liseden mezun
olanları, hatta yetmedi Galatasaray Kulübü taraftarlarını lanetlediğini
söyleyerek Galatasaraylıları ‘VATAN
HAİNİ’ ilan etmek en basitinden adiliktir, bayağılıktır, şerefsizliktir......
Gerçekten de vatan’a
ihanet etmek şerefsizliğin en büyüğüdür ama her normal, dürüst, onurlu ve
şerefli insana göre de birilerine iftira atmak da şerefsizliklerin en büyüğüdür.....
Ve maalesef günümüzde
bunu yapan şerefsizler var.....
Çünkü, Türkçe’yi
birazcık iyi bilen birisi Atatürk’ün
*****Çünkü seyrek olmakla birlikte üzülerek işitiyoruz ki ulusun tarihini
okumamış ya da ulusal duygudan yoksun kalmış olması gereken kimi kişiler,
yabancıların bize karşı ileri sürdükleri suçlamaları geri çevirmedikten başka
yurtlarını, uluslarını suçlu göstermekten çekinmiyorlar.***** sözlerinde
Galatasaray Lisesi ile ve Galatasaray Liselilerle ilgili en ufak bir iması var
mı, yok mu anlar......
Atatürk’ün yanlış işler
yapan kimi kişilerden bahsediyor bu sözlerinde.
Eğer birazcık aklı
başında, tarihimizi birazcık karıştırmış olan birisinin Atatürk’ün aslında
Damat Ferit Paşa ve avanesi ile onlar gibi kişilerden bahsettiğini rahatlıkla
anlar....
Hatta
tarihini birazcık bilen, Salih Kazrak Paşa ‘nın Mustafa Kemal’e gidip de ”İNGİLTERE’YE
DİRENİP DURMAK GEREKSİZ VE TEHLİKELİDİR diyerek Milli Mücadeleden vazgeçmesini
istemesi, teslim olmaya ikna etmeye çalışması ve Mustafa Kemal’in ona verdiği cevaplar
aslında kimin, kimlerin vatan haini olarak kabul edilmesi gerektiğini açıkça
göstermektedir....
Sonraki bölümde ***** Bugün yine, sultanî mektebinin
salonlarını bize karşı konferans verdirmek için yabancılara açık bulunduranlar
var; bu gibilere lanet..**** diyor.
![]() |
Ve de bu işi gerçekten hiç utanmadan, vicdanları hiç sızlamadan yapıyorlar. ASIL BU GİBİLERE LANET OLSUN.....
Kaldı ki, senin MECLİS-İ MEBUSAN’INI, karakollarını,
kışlalarını, resmi binalarını, diğer pek çok okul binalarını, hatta hastanelerini dahi işgal etmiş işgal
kuvvetleriNE SENİN GALATASARAY LİSESİNİ AÇMAMAN MÜMKÜN MÜYDÜ ACABA?
O sıralar onu yapabilecek birisi var mıydı İstanbul’da?
O sıralar onu yapabilecek birisi var mıydı İstanbul’da?
Düşünebiliyor musunuz,
*Taksim kışlasına 237
İngiliz süvarisi,
*Cadde-i Kebir'deki
Ayarlı Apartmanına 120 İngiliz piyadesi,
*Bursa sokaktaki
Fransız okuluna 250 Fransız piyade ve topçusu,
*Tepebaşındaki Bevü
oteline 150 İngiliz piyadesi,
*Polonya sokaktaki
Fransız okuluna 250 İngiliz piyadesi,
*Posta sokaktaki
Fransız okuluna 250 Fransız askeri,
*Tulumba sokaktaki eski
Hukuk Mektebine 400 İtalyan piyadesi,
*Asmalı Mescit Kohut
birahanesine 8 İngiliz piyadesi,
*Merkez Rıhtım hana 100
İngiliz askeri,
*Kuledibi hastahanesine
60 İngiliz askeri,
*İtalyan hastahanesine
70 İtalyan askeri,
*Şişli Fransız
hastahanesine 10 Fransız askeri,
*Karaköy Fransız
yetimhanesine 8 Fransız askeri,
*Mühendis mektebine 12
Fransız askeri,
*Bebek Darüleytam
binasına 10 Fransız askeri,
*Rumelikavağı Topçu
kışlasına 720 İngiliz askeri,
*Rumelikavağı Sarıtabya
kışlasına 170 İngiliz askeri,
*Rumelikavağı
Tellitabya kışlasına 42 İngiliz askeri,
*Yenimahalle kışlasına
25 İngiliz askeri,
*Büyükdere Çayırbaşı
Askerlik şubesinde Yüzbaşı Ali'nin hanesine 12 İngiliz askeri,
*Büyükdere Bira
fabrikasına 100 İngiliz askeri,
*Büyükdere Madam Hepi
Hastahanesine 150 İngiliz askeri,
*Büyükdere İtalyan
Salamon'un hanesine 175 İngiliz askeri,
*Bebek İtalyan okulu ve
Cadde-i Kebir'de Lüksemburg sineması üzerindeki 124 nolu haneye 150 İngiliz
askeri yerleştirilmiş olan işgal kuvvetleri isteseler senin Galatasaray Liseni
işgal edemeyecekler....
Yani şu yukarıda
belirtilen işgaller hiç olmamış da bazı fındık beyinlilere göre Galatasaray
Lisesi işgalcilere kapılarını neden açmış mış......
Yani
şu açıkça belli ki Atatürk’ün lanetlediği Ne Galatasaray Lisesidir ne de
Galatasaray Lisesi mezunlarıdır....
Hele
hele Galatasaray Kulübü hiç değildir.....
Ama, aslında Atatürk’ün
lanetinden bahsederken bunu kimler için ve neden söylediğini bilmeyen cahillere
de pek fazla bir şey söyleyemeyiz.
Çünkü tarihimizden ve
gerçeklerden o kadar koptuk ki....
Milenyum çağında
olmamıza, elimizin altında internet denilen bir nimet olmasına rağmen kendilerine
ne verilirse afiyetle yiyen bir nesil yetişiyor maalesef....
Mustafa Kemal'in
konuşmasında bahsettiği Mekteb-i Sultânî'deki konferans, Damat Ferit'in
Sadrazam (Başbakan), Ali Kemâl Bey'in de Maarif Vekili (Milli Eğitim Bakanı)
olduğu kabinenin iktidarda olduğu zamanda yapılmıştır ve Damat Ferit paşa tarafından düzenlenmiştir.....
Ve tarihler Mustafa
Kemal’in o tarihte İstanbul’da olduğundan bahsetmektedir....
(İsteyen
başka kaynaklar da bulabilir ama bakınız: Refik Halit Karay,"Mütareke
Dönemi Anıları").....
Yani,
tekrar asıl konumuza gelirsek, ATATÜRK’ün NUTUK ‘da gerçekten birileri için
lanet okuduğu, ama o sözleri Galatasaray Lisesi için söylemediği, hele hele
GALATASARAY KULÜBÜ’nü hiç kastetmediği, o sıralarda belli mevkilerde görev
yapan bazı çürük elmalar için söylediği o kadar açık ki ben asıl o sözler
üzerinden Galatasaraylılara vurmak isteyenlerin edebinden, vatanseverliğinden,
ecdadına olan saygısından şüphe eder, asıl ben bütün kalbimle onlara lanet
okurum......
BANA
GÖRE GALATASARAY KULÜBÜNÜ BU ŞEKİLDE APTALCA, SAÇMA SAPAN SÖZLERLE KÜÇÜLTMEYE,
LEKELEMEYE ÇALIŞMAK AYIPLARIN EN BÜYÜĞÜDÜR, ŞEREFSİZCE YAPILAN EN BÜYÜK
İFTİRADIR.....
----------------------
Yukarıda
da dediğim gibi tarihini bilmeyen bu densizler aslında en büyük hakareti
Mustafa Kemal Atatürk’e yapıyorlar.
Sonrasında
o okulu kuran, (Devlet adamı yetiştirmek
amacıyla II. Beyazıt tarafından 1481'de kurulmuştur) kurulmasına vesile olan ecdadımıza, o
okuldan mezun olan tüm insanlara hakaret ediyorlar.
Ölmüşlerin
kemiklerini sızlatıyorlar.
Ve
bunu da sadece ezeli rakipleri ve ebedi dostları(!!!!!) Galatasaray’ı
küçültmek, itibarsızlaştırmak, Galatasaraylıları rencide etmek adına
yapıyorlar.....
Bilmiyorum ama bir
insanın Fenerbahçeli bile olsa bu kadar adileşmemesi gerek diye düşünüyorum...
EVET,
Galatasaray Lİsesİ gibi stratejİk ve
prestİjli okullar kurulduklarından bu yana tarİhİn bir çok olaylarına tanıklık
etmİş ve hatta olayları bİzzat yaşamışlardır. Yaşadıkları talİhsİz olaylar
okulların veya kurumların suçu değil o çatı altında o fİİLİ gerçekleştİrenlerİNdİr.
Çünkü bizler eğer
yanlış işler yapanlar üzerinden görev yaptıkları kurumları da suçlamaya
kalkarsak öncelikle o kurumlara haksızlık etmiş oluruz.
Yani Fenerbahçeli
dostlarımızın(!) mantığı ile hareket edersek vakti zamanında Vatan Haini ilan edilerek
asılan Adnan Menderes yüzünden çatısı altında görev yaptığı TBMM’nin de
dağıtılması gerekirdi. Çünkü Adnan Menderes her ne yaptı ise o çatı altında
yapmıştı.....
YANİ,
Olaya böyle saçma bir şekilde bakarsanız suçlu olarak pekala TBMM'ni
görebilirsiniz. Ama, tabi ki bu doğru değildir........
O yüzdendir ki kimse
Başkanlığınızı yapan Salih Paşa’nın Vatan’a ihanet etmesini tüm Fenerbahçeliler
Vatan Hainidir noktasında algılamıyor....
O yüzdendir ki Dr.
Nazım’ın yaptıkları NUTUK’ta ATATÜRK tarafından “CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI” olarak
görülüyorsa da kimse Fenerbahçelileri Cumhuriyet Düşmanı olarak görmüyor....
O yüzdendir ki Başkanın
Aziz Yıldırım sahte evrak tanzim ederek, Muayene’ye kendi yerine başkasını
sokarak Askerliğe Elverişli Değildir (ÇÜRÜK) Raporu alıp askerlikten kaçtığı
için tüm Fenerbahçeliler asker kaçağıdır muamelesi görmüyor....
O yüzdendir ki Aziz
Yıldırım ve mahiyetindeki birileri yaptığı şikeler yüzünden ağır cezada
yargılanıp ceza alırken kimse Fenerbahçelilerin tamamını şikeci olarak görmüyor,
suçlamıyor. O yüzdendir ki Fenerbahçe şikeci bir kulüptür demiyor, sadece bazı
Fenerbahçelileri suçluyor herkes........
----------------------
Evet, Mektep-i Sultani (GALATASARAY LİSESİ) üzerinden
Galatasaray’ı küçültmeye, itibarsızlaştırmaya çalışan siz zavallılar öncelikle
Mustafa Kemal’in zekasına hakaret ediyorsunuz.
Bahsettiğimiz insan Mustafa Kemal Atatürk beyler,
Unutmayın ki, hayatı cephede geçmiş, ömrü boyunca
savaş içerisinde yaşamış, o cepheden bu cepheye koşuşturmuş, barışta bile iç
savaşı bastırmış, isyanlarla uğraşmış, aydınlanması gerçekleşmemiş bir topluma
demokrasiyi sindirtmiş, halifeliği kaldırmış, inkılaplar yapmış birisinden
bahsediyorsunuz....
Böyle birisi için o Liseyi kapatmak çok mu zor idi?
Mustafa Kemal o kadar geri zekalı birisi miydi ki
‘VATAN HAİNİ’ yetiştiren(!) bir okulu 3 defa ziyaret etsin.
Mustafa Kemal o kadar aptalmıydı ki o size göre
“LANETLEDİĞİ” okula imzalı resmini
yollasın.
Mustafa Kemal’in hiç mi kafası çalışmıyordu da Latin
Alfabesi ile yazılmış (TARİHİ BİR BELGE sayılır) ilk resmi mektubunu
Galatasaray Lisesi’ne göndersin....
Evet, artık bu ülkede
Galatasaray düşmanlığı birilerinin gözlerini o derece kör etmiş ki
Galatasaray’a ve Galatasaraylılara saldırmak için ne yapacaklarını şaşırmış
durumdalar.
Mustafa Kemal
Atatürk’ün Galatasaray Lisesi’ni defalarca ziyaret ettiği, tarihteki belgeler
ile sabittir....
Bilmeyenler için bir kez daha belirtelim ki Mustafa
Kemal Atatürk Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz
1933 tarihlerindeki ziyaret etmiştir.
Hele,
1 Temmuz 1933 tarihindeki ziyareti Galatasaraylılar için, Galatasaray
Lisesi'nin yaşadığı en büyük gündür. Çünkü Gazi Mustafa Kemal o gün okulda
(ÜSTÜNE BASARAK SÖYLÜYORUM) tam BEŞ saat, 15 dakika vakit geçirmiştir. Bu süre
içinde Tarih-Coğrafya-Yurt Bilgisi mezuniyet imtihanlarına giren tam 9 (DOKUZ)
talebeyi bizzat imtihan etmişleridir.....
Gazeteci Metin TOKER,
Atatürk’ün Galatasaray Lisesine olan ilgisini aynen şöyle ifade etmiştir.
"Hiçbir
lise Atatürk'ten böyle bir ilgi görmemiştir... Galatasaray, sadece 'Türkiye'nin
Batı' ya açılan penceresi' değil, Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden,
belki de en önemlisi laisizmin kilometre taşlarından biri olmuştur. Nasıl Harp
Akademisi, Harbiye ve Mülkiye sıradan eğitim müesseseleri sayılmazsa
Galatasaray da sıradan bir lise sayılamaz." derken Atatürk’ün o liseye bakış
açısını zaten anlatmıştır......
Emin olun ki atatürk o lisenin
Vatan Hainleri(!) yetiştirdiğini düşünseydi o liseyi asla ziyaret etmez,
kahvesini içmez, imzalı resmini yollamazdı....
Hele
hele, Galatasaray Lisesini
ziyaretlerinden birinde dönemin İç İşleri Bakanı (GALATASARAY LİSESİ MEZUNU)
Şükrü Kaya ile aralarında geçen şu konuşmayı yapmazdı....
Şükrü
Kaya müdür odasında ağırladığı Atatürk’e sorar:
- İstanbul'da bunca
okul varken neden özellikle burası Paşam? Yoksa siz de 'bizden' misiniz?
- O da ne demek çocuk?
- Yani Galatasaraylı
mısınız?
- Ben kulüp tutmam,
çünkü hepsi 'benimdir'!, Sivil ve özellikle asker, toplumun tamamına hizmet
edenler bir kulüp tutsalar bile bunu açıklamazlarsa isabet ederler. Aksi halde
otoriteleri sarsılır. Tavsiye etmem.
- O halde niçin
buradayız?
- “Çünkü burada Tevfik Fikret'i görür gibi oluyorum.
Fırsat bulursam gene geleceğim, 'onun' öğrencisi olduğu ve müdürlük yaptığı bu
irfan müessesesine... Hele 'odası'... Olduğu gibi korunması gereken paha biçilmez
bir müzedir benim gözümde.” demiştir.....
----------------------
Mustafa Kemal Atatürk’ün HARF DEVRİMİNDEN SONRA İLK İMZALI VE RESMİ YAZISINI
GALATASARAY KULÜBÜ'NE GÖNDERMİŞ OLMASIDA MI birilerine bir şeyler ifade etmiyor acaba. J
GALATASARAY KULÜBÜ'NE GÖNDERMİŞ OLMASIDA MI birilerine bir şeyler ifade etmiyor acaba. J
Yıl 1928 ,4
Eylül günü 'Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti kalemi Mahsus Müdüriyeti' başlıklı ve
'Reis-i Cumhur Gazi Mustafa Kemal ' imzalı 4/444 sayılı,ilk kez Latin harfli
daktilo makinasıyla yazılmış bir mektup 'Galatasaray Terbiyeyi Bedenniyye
Kulübü Reisi ve Sivas Mebusu Necmettin Sadık bey efendiye' geliyordu.
Üç yıldan beri üstüste hiç yenilmeden İstanbul Amatör Futbol Ligi Şampiyonu olan Galatasaray Futbol Takımı, 1928 yılı Ağustos ayının 31'inde, o zaman ki adı 'Tayyare Cemiyeti' olan bugünkü 'Hava Kurumu' tarafından ortaya konulan 'GAZİ BÜSTÜ' için karşılaştığı ezeli rakibi Fenerbahçe'yi: Ulvi Yenal, Mehmet Nazif Gerçin, Burhan Atak, Suphi Batur, Nihat Bekdik, Mithat Ertuğ, Mehmet Leblebi, Şadlı Alioğlu, Necdet Büyük, Kemal Faruki ve Muslih Peykoğlu 'dan kurulu on biri ile 4-0 yenmişlerdi.
O günlerde Galatasaray Kulübü başkanı bulunan Sivas Milletvekili ve o zamanların günlük gazetelerinden biri olan 'Akşam'ın sahiplerinden Necmettin Sadık (Sadak) sonradan 'Atatürk' diye anılacak Cumhurbaşkanı'na THK'ca ortaya konulan büstlerini kazanmaktan dolayı büyük kıvanç ve onur duyduklarını Türkiye'nin en büyük spor müzesindeki şeref köşesinde bu armağanı saklayacaklarını,tüm Galatasaraylıların 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' hazretlerine duydukları sonsuz sevgi ve saygılarını, daima emirlerine amade olduklarını 1 Eylül 1928 günü bir mektupla arz etmişti.
Atatürk, en büyük devrimlerinden biri olan 'Yeni Türk Alfabesi'nin kabul edildiğini, 9 Ağustos gecesi Sarayburnu'nda verilen bir yemekte ilan etmişti.
İşte Mustafa Kemal'in yeni Türk alfabesinin kabul edildiğini bildirmesinden tan 26 gün sonra Latin harfli bir daktilo ile Atatürk tarafından yazdırılarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı ilk resmi yazı Galatasaray'a yazılmıştır.
Mektupta aynen şöyle yazmaktadır :
"Mektubunuzu aldım.Türk gençliğinin spor sahasında da gösterdiği kabiliyet ve faideli faaliyeti takdir-le müşahede ve takip ediyorum. Hakkımda ibraz buyurulan asar-ı muhabbetten mütehassıs oldum.Teşekkür ederim efendim."
Reis-i Cumhur
Gazi Mustafa Kemal
Üç yıldan beri üstüste hiç yenilmeden İstanbul Amatör Futbol Ligi Şampiyonu olan Galatasaray Futbol Takımı, 1928 yılı Ağustos ayının 31'inde, o zaman ki adı 'Tayyare Cemiyeti' olan bugünkü 'Hava Kurumu' tarafından ortaya konulan 'GAZİ BÜSTÜ' için karşılaştığı ezeli rakibi Fenerbahçe'yi: Ulvi Yenal, Mehmet Nazif Gerçin, Burhan Atak, Suphi Batur, Nihat Bekdik, Mithat Ertuğ, Mehmet Leblebi, Şadlı Alioğlu, Necdet Büyük, Kemal Faruki ve Muslih Peykoğlu 'dan kurulu on biri ile 4-0 yenmişlerdi.
O günlerde Galatasaray Kulübü başkanı bulunan Sivas Milletvekili ve o zamanların günlük gazetelerinden biri olan 'Akşam'ın sahiplerinden Necmettin Sadık (Sadak) sonradan 'Atatürk' diye anılacak Cumhurbaşkanı'na THK'ca ortaya konulan büstlerini kazanmaktan dolayı büyük kıvanç ve onur duyduklarını Türkiye'nin en büyük spor müzesindeki şeref köşesinde bu armağanı saklayacaklarını,tüm Galatasaraylıların 'Gazi Mustafa Kemal Paşa' hazretlerine duydukları sonsuz sevgi ve saygılarını, daima emirlerine amade olduklarını 1 Eylül 1928 günü bir mektupla arz etmişti.
Atatürk, en büyük devrimlerinden biri olan 'Yeni Türk Alfabesi'nin kabul edildiğini, 9 Ağustos gecesi Sarayburnu'nda verilen bir yemekte ilan etmişti.
İşte Mustafa Kemal'in yeni Türk alfabesinin kabul edildiğini bildirmesinden tan 26 gün sonra Latin harfli bir daktilo ile Atatürk tarafından yazdırılarak, Cumhurbaşkanı sıfatıyla imzaladığı ilk resmi yazı Galatasaray'a yazılmıştır.
Mektupta aynen şöyle yazmaktadır :
"Mektubunuzu aldım.Türk gençliğinin spor sahasında da gösterdiği kabiliyet ve faideli faaliyeti takdir-le müşahede ve takip ediyorum. Hakkımda ibraz buyurulan asar-ı muhabbetten mütehassıs oldum.Teşekkür ederim efendim."
Reis-i Cumhur
Gazi Mustafa Kemal
----------------------
Evet,
Mustafa Kemal Atatürk, bir sonraki
ziyaretinde okulun şeref köşesinde duran büstünü ve harf devrimi sonrasında
yazdırıp imzaladığı mektunu büstünün yanında görünce Ruşen Eşref’e dönerek;
" Bu
kıymetli müzeye fotoğrafım lazım, imzalayıp vereyim" demiştir.....
12 gün sonra
bir yaveri aracılığı ile gönderdiği boylarına yakın olan fotoğraflarının
üzerine Büyük Önder, okul ve kulüp gözetmeksizin büyük bir incelik göstererek
şunları yazarak yazarak imzalamışlardır:
"14.XII.1930 GALATA SARAYA - GAZİ M. KEMAL"
Yurdumuzda hatta dünyada bir eşi daha bulunmayan Galatasaray Müzesi ve Arşivinin şeref köşesinde asılı duran bu çok kıymetli fotoğrafı ile birlikte Atatürk'ün içtiği kahve fincanı telvesi ile su bardağı, imzaladığı hatıra defterleri ve 4.9.1928 günü ilk latin hafleriyle yazdığı ve imzaladığı tarihi mektubu hala vitrinli bir dolapta muhafaza edilmektedir.
"14.XII.1930 GALATA SARAYA - GAZİ M. KEMAL"
Yurdumuzda hatta dünyada bir eşi daha bulunmayan Galatasaray Müzesi ve Arşivinin şeref köşesinde asılı duran bu çok kıymetli fotoğrafı ile birlikte Atatürk'ün içtiği kahve fincanı telvesi ile su bardağı, imzaladığı hatıra defterleri ve 4.9.1928 günü ilk latin hafleriyle yazdığı ve imzaladığı tarihi mektubu hala vitrinli bir dolapta muhafaza edilmektedir.
Mustafa
Kemal Atatürk’ün bu okulu, dolayısiyle Galatasaray Kulübünü lanetlemesine imkan
var mı?
Sizin
beyinleriniz bu kadar mı sulandı?.....
----------------------
----------------------
Mustafa
Kemal Atatürk özellikle Galatasaray Lisesini neden lanetlemez bilir misiniz?
Çünkü
kendisi Galatasaray Keşşaflarının Başbuğu olmuştur....
Yüzyılın
başında 'Keşşaflık' da denilen
İzcilik örgütleri de çok kurulmuştur. Bu çalışmalar, önce Edirne Muallim
Mektebi ile Galatasaray ve İstanbul Sultanisinde başlamıştır.Ancak Balkan
Savaşı bu ilgiyi dağıtmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Galatasaraylıların
kurduğu 'Keşşaf ' örgütünün 'Reisi' olması Galatasaraylılar için unutulmaz bir
hadisedir...
Şöyle ki;
Atatürk'ün Galatasaray'a olan aşinalığı bilinenden daha öncelere dayanıyordu. 1915-16 yıllarında Osmanlı Güç Dernekleri, İzci Dernekleri, ardından da Genç Dernekleri Müfettiş-i Umumisi Miralay Mustafa Kemal, 1914 yılında Türkiye'de ilk defa kurulan Galatasaray Keşşaflarının (İzci) BAŞBUĞU olmuş 1923'te Cumhuriyet'in ilanında oymak beyi Adnan Akıska, Galatasaraylı keşşaflarla Atatürk'ün huzurunda bulunmuştu. (Fotoğrafları mevcuttur)
Şöyle ki;
Atatürk'ün Galatasaray'a olan aşinalığı bilinenden daha öncelere dayanıyordu. 1915-16 yıllarında Osmanlı Güç Dernekleri, İzci Dernekleri, ardından da Genç Dernekleri Müfettiş-i Umumisi Miralay Mustafa Kemal, 1914 yılında Türkiye'de ilk defa kurulan Galatasaray Keşşaflarının (İzci) BAŞBUĞU olmuş 1923'te Cumhuriyet'in ilanında oymak beyi Adnan Akıska, Galatasaraylı keşşaflarla Atatürk'ün huzurunda bulunmuştu. (Fotoğrafları mevcuttur)
----------------------
Ey
gafiller sürüsü,
Sizler aklınız sıra
Galatasaray Kulübünü kazandığı başarılar karşısında itibarsızlaştırmak, aklınız
sıra küçük düşürmek için çabalıyorsunuz ve bunu yaparken de iğrenç yollara
başvuruyorsunuz....
Hepimiz biliyoruz ki bu
durum Ali Şen’in “Fenerbahçe düşmanları”
sözleri ile başlayıp Aziz Yıldırım döneminde “Fenerbahçe ve Diğerleri” olarak özellikle Galatasaray Kulübü
üzerine oynanan apayrı bir kampanyanın ürünüdür....
Yanlış
bir tercihtir ve gerçekten de o okulu kuran, yaşatan ecdadımızın, o okulda
okuyup da bu vatan için şehit olmuş evlatların kemiklerini sızlatmaktadır.....
Bana göre bu iftirayı
atandır, bu iftirayı yayandır asıl vatan haini olan.....
Çünkü;
Kuruluşu yüz yıllar
öncesine giden, Fatih Sultan Mehmet Han Hazretlerinin oğlu, Yavuz Sultan Selim
Han’ın babası, Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman Han’ın da dedesi 2.Beyazıt Han
kurduğu bir okuldan bahsediyoruz burada......
Ve kimse de kalkıp
benim ecdadıma laf söy-le-ye-mez. Bizler
geçmişimizi acısıyla, tatlısıyla, iyisiyle, kötüsüyle kabul eden insanlarız.
Geçmişine sahip çıkmayan toplumların ne hale geldiklerini görüyoruz….
Söylediklerinin nereye
çıktığını bilemeyecek kadar zavallı insanların(!) en büyük Osmanlı
İmparatorlarından Sultan 2. Beyazıt Han tarafından kurulan bir okula, Mekteb-i Sultaniye’ye sırf Galatasaray o okuldan doğdu diye,
cümle arasında da olsa, kin kusmak etik; ecdadımıza laf sokuşturmak da kimsenin
haddine değildir.
Hele hele, kendi
kurucularının direk olarak Fransız Rahipleri Cemiyeti'ne bağlı Saint Joseph, Robert
College ve Galatasaray Lisesi mezunları olduğunu unutup Galatasaray
Lisesinde verilen Fransızca eğitimden dolayı “GALATASARAY’I FRANSIZLAR KURMUŞTUR” diyerek olmayan akılları sıra
Galatasaraylıları can alıcı noktalarından vurduğunu sanan özürlülerin hiç
haddine değildir.....
O bahsettiğiniz okul ki
532 SENEDİR BU ÜLKENİN, 108 SENEDİR DE GALATASARAY TARAFTARININ GURURUDUR…..
- Galatasaray
Lisesi özel okul değildir, Fransız mektebi hiç değildir. Devlet okuludur,
sonradan vakıf üniversitesi olmuştur, yani bir Türk mektebidir.
Başka hiçbir kulüpte olmayan yazılı kaynaklar, arşivler bu kulüptedir. Bu camianın nereden gelip, nereye gittiği bellidir. Yetiştirdiği büyük devlet adamları bellidir. - Tarihi
masa başı efsanelere dayalı olan oluşumlarla alakası yoktur.
- 1
Eylül 1868 yılında sultan Abdülaziz tarafından kurulan Mekteb-i Sultani,
ilk kuruluş sebebine yakın bir sebeple, yine devletin önemli
kademelerindeki eğitimli eleman açığını kapamak amacıyla hizmete
başlamıştır.
- Verilen
laik eğitim yüzünden Galasaray Lisesi Ülkemizde batıya açılan pencere
olarak bilinir.
- Osmanlı'da
Batılılaşma döneminin ve Tanzimat uygulamalarının bir sembolüdür o okul.
Galatasaray
Lisesi için neden Batıya Açılan Pencere derler biliyor musunuz?.....
Onu
da Bernard Lewis'in "Modern
Türkiye'nin Doğuşu" adlı kitabının 121 - 122 sayfasından aktaralım.
Bakınız:B. Lewis Modern Türkiye'nin Doğuşu 5. basım TTK 1993):
"Galatasaray
Sultanisi, bir Batı dilinde orta derecede modern bir eğitim sağlama konusunda,
bir Müslüman hükümet tarafından yapılmış ilk ciddi teşebbüstü. Diğer yeni bir
özelliği de, Müslüman ve Hıristiyan öğrencilerin yan yana öğrenim görmesi, dini
ayrılığın kaldırılmasına doğru bir adım idi. Modern Türkiye'nin yükselişinde
Galatasaray Lisesi'nin etkisi çok büyük oldu... Galatasaray mezunları Osmanlı
İmparatorluğu'nun ve ondan sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin siyaset ve idaresinde
hakim rol oynar duruma geldiler. Galatasaray Sultanisi'nin büyük oyun
meydanları yoktu; fakat modern Türkiye'nin zaferlerinin birçoğu onun sınıflarında
kazanıldı."......
İŞTE
SİZİN AKLINIZ SIRA LANETLEDİĞİNİZ OKUL BÖYLESİNE BİR İLİM VE İRFAN
YUVASIDIR......
Evet,
şerefsizler, hainler, yüzsüzler, arsızlar, utanmazlar her toplumdan
çıkabilir.....
Mesela,
Kuvvet Komutanlarından İlhami ERDİL
‘i bilir misiniz?
Yani bir Deniz Kuvvetleri
Komutanından bahsediyoruz.
Ve bu adam Emekli olduktan birkaç
yıl sonra hakkında Deniz Kuvvetleri Komutanı olduğu sırada haksız mal edindiği
ve yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle dava açıldı. Yargılandığı davada mahkûm olan
Erdil, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde cezaevine giren ilk kuvvet komutanı oldu
ve rütbesi oramirallikten "er"e indirildi. 1 yıl cezaevinde kaldıktan
sonra 3 Temmuz 2008'de özgürlüğüne kavuşmuştu....
ŞİMDİ BİZLER
ONUN YAPTIĞI BAZI YOLSUZLUKLARDAN DOLAYI TÜM ŞANLI ORDUMUZU MU SUÇLAYACAĞIZ?...
Genel Kurmay Başkanının istifasını, diğer kuvvet komutanlarının istifasını
mı isteyeceğiz?.
Yani, zaman zaman Polislerimiz
arasından, Öğretmenlerimiz arasından, hatta ve hatta savcılarımız, hakimlerimiz
arasından çürük insanlar çıkabiliyor. Bunları hep gördük, yaşadık çünkü.....
O kişilerin yaptıkları için görev
yaptıkları kurumları suçlayabilir miyiz biz?
Ya da o kurumda görev yapan herkesi
potansiyel suçlu, hain, hırsız, dolandırıcı, yanlış insan olarak adlandırabilir
miyiz?
Olur mu böyle bir şey?.....
Yani neresinden bakarsanız bakın bu
gerçekler ortada iken bunları (ÜSTÜNE BASARAK SÖYLÜYORUM) bile bile yapanların
tamamı şerefsizdir bana göre....
Evet,
Belki bilmiyorsunuz ama Çanakkale
Savaşlarına yolladığı askerler ve verdiği şehitler yüzünden bir dönem mezun
dahi veremeyen o okulun şehitlerinin kemiklerini sızlatıyorsunuz.....
Sizler, YÜZ liralık kağıt paranın
üzerine “Bedeli Çanakkale ‘de altın
olarak tesviye olunacaktır.” diye yazarak Yahudi tüccardan ordumuz için
alış veriş yapan Mehmet Muzaffer ’in
ruhunu da rahatsız ediyor, kemiklerini sızlatıyorsunuz utanmadan....
Evet,
sizler İNGİLİZ KEMAL (Asıl adı Ahmet Esat Tomruk)
gibi işgal yıllarında çok büyük casusluk hizmetleri veren birisinin kemiklerini
sızlatıyor, onların ruhlarına saygısızlık ediyorsunuz...
----------------------
Bakın
beyler,
Birisi
kalkıyor Mustafa Kemal’i Kurutuluş Savaşı için çıktığı yoldan döndürmeye
çalışıyor, bir diğeri aşağıda okuyacağınız muhtıra’nın altına imza koyuyor ve
suikast girişimlerinden dolayı Atatürt tarafından Cumhuriyet Düşmanlarından
birisi olarak ilan ediliyor ama onlar kalkıp da Galatasaraylılara çamur
atıyorlar o olmayan akıllarınca......
Üstelik
de Mustafa Kemal Atatürk’ün Galatasaray Lisesine ve Galatasaray Liselilere
karşı gösterdiği sevgi ve saygı da apaçık ortada iken yapıyorlar tüm bunları...
ASIL ONLARA LANET OLSUN DİYORUM
BEN.....
----------------------
Bu arada
bu yazdıklarım belki yeterli olmayabilir birilerine. Ama onlar isterlerse bir
Başiktaş’lının ağzından hiç yorulmadan verdiğim linke tıklayarak asıl kimler
neler yapmış, asıl kimlerin yüzüne tükürülmeliymiş, asıl kimler vatan hainiymiş
dinleyebilirler....
Bakınız:Tuğrul
Yenidoğan’ın ağzından Fenerbahçe Tarihi ve Yalanları. 1.Bölüm. http://www.youtube.com/watch?v=3v8WIlQp-nk Diğer bölümlerin linkleri de hemen yanda
çıkmaktadır.....
----------------------
İttihad
ve Terakki'nin liderlerinden olan ve Fenerbahçe Kulübü'nün de başkanlığını
yapan Doktor Nâzım Bey,
1918 Kasım'ında önde gelen diğer İttihadçılarla beraber Türkiye'yi terketmişti.
1921'de Batum'dan Mustafa Kemal Paşa'ya aşağıda metnini okuyacağınız muhtırayı
yolladı, sonra memlekete döndü
ama 1926'da yargılanarak idam edilmişti.
İşte,
Doktor Nâzım'ın 1921 Eylül'ün de Küçük Talât Bey ve Halil Paşa ile beraber
imzalayarak Büyük Millet Meclisi'ne gönderdiği ve aslı şimdi Türk Tarih
Kurumu'nda bulunan muhtıranın günümüz Türkçesi ile metni:
1.)
Kongre, Sakarya'da Yunanlıların başarısız kalmalarını şükranla zikretmekte,
ancak ortaya çıkan vaziyetin düşmanın ve koruyucusu olan İngilizler'in barışı
derhal kabul edeceklerini ihtimal dahilinde görmemektedir. Savaşın daha uzun
müddet devam edeceğine inanan Kongre, memleketin bütün kuvvetlerinin zaferin ve
istiklâlin elde edilmesine kadar bütün çabaların bu amaca yönlendirilmesinin ve
elbirliği ile çalışarak en etkili tedbirlerin alınması gerektiğini
düşünmektedir.
2.)
Kapitalist ve emperyalist düşmanların imha ve sömürü politikaları devam
ederken, Ankara Hükümeti, İttihad ve Terakki mensuplarını tutuklamakta,
memleketten sınırdışı etmekte ve gelmelerine de engel olmaktadır. Özgürlükleri
sınırlayan, vatandaşların mukaddes haklarını kaldıran ve kanunlara da aykırı
olan bu gibi hareketler hiçbir fayda getirmeyeceği gibi memlekette ikilik
olduğu kanaati uyandırır.
3.)
Kongre, memleketi şu anda yönetenlerin zafer elde etmek için her türlü
kaynaktan istifade etmesini mecburi görmektedir. Ancak sözünü ettiğimiz tuhaf
hareketlere artık son verilmesi ve vazifelerini meşru şekilde yerine getirecek
olan partilere de engel olunmaması gerekmektedir. Böyle yapılması hem
hükümetin, hem de halkın menfaatinedir.
4.) Savaş
devam ederken bir başka partinin de vârolması asla bölünme demek değildir.
Geçmişte yapılan hatâlar, bir gruba veya silâhlı güçlere dayanılarak hükümet
edilmesinin mümkün olmadığını zaten göstermiştir. Dolayısı ile, İttihad ve
Terakki'nin bu millî mücadeleye katılması ve Anadolu hükümeti ile beraber
çalışması gerekmektedir.
5.)
İttihad ve Terakki, İslâm İhtilâl Cemiyetleri Birliği'nin Türkiye'deki bağımsız
teşkilâtıdır. Üyeleri her türlü kanun dışı bahanelerin ve yasakların dışında
tutulmalı, memlekette meşrû surette çalışabilmeleri için kanunun kendilerine
verdiği haklardan tamamen istifade etmelidirler.
6.)
Kongre, Anadolu halkının üstlendiği millî mücadelede cepheyi güçlendirmek ve
yağmacı işgal kuvvetlerine karşı zafer elde edebilmek için hiçbir ön şart ileri
sürmeden yardımda bulunmayı millî ve siyasî bir görev kabul etmiştir.
...Türkiye'nin dışındaki girişimlerimizi Anadolu'nun menfaatine uygun şekilde
yerine getirebilmemiz için, teklifimizi Büyük Millet Meclisi'ne bildirmeyi va
tanî bir vazife görüyoruz. 8 Eylül 1921".
(Bakınız:
http://spor.internethaber.com/spor/diger-haberler/ataturke-muhtira-gonderen-fenerli-114164-p1.html)
Yani
şimdi tüm Türk halkı eğer bir Fenerbahçe’li mantığı yürütseydi çoktan
Fenerbahçelileri VATAN HAİNİ ilan etmişti, onları tükürükleri ile boğmuştu......
NOT:Eğer içinizde Galatasaray ve Fenerbahçe tarihi ile ilgili olarak bilgi, belge yollayacak arkadaşlar olursa çok sevinirim...
Sevgi ile kalın.
Saygılarımla,
Salih HÜROL
sen önce Atatürk'ün nutukda fetösarayın vatan hainliğini açıkladığı kısmı oku sora bu yazdıklarını at tut geçmişte niko ve garyan ın günümüzde hakan,arif gibi vatan hainlerinin takımının taraftarı
YanıtlaSil