FATİH TERİM - ÜNAL AYSAL
Hatırlarsınız, Twitter’dan
önce özellikle spor sitelerinde köşe yazısı yazan spor yorumcularının yazıları
altında veya haberler altına yazılan yorumlarda yazardık düşüncelerimizi.
Rakip takım taraftaraları ile
o platformda tartışırdık genelde.
Ama, özellikle Ünal Aysal
dönemi sonrası Galatasaray taraftarları Fenerbahçelilerin, Beşiktaşlıların
tartışmalarda söylemediği, asla da söylemeyeceği pek çok şeyi yine
Galatasaraylılardan duymaya ve bu sebeple taraftarlar kendi aralarında
tartışmaya başladılar.
Öyle ki Baba Gündüz’ün dediği gibi bir halatı hep
birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin
takımı olan Galatasaray gitti, yerine çıkar ilişkileri yumağına dönmüş bir
kulüp ve taraftar gurupları ortaya çıktı.
Şampiyon olalım da neye mal
olursa olsun, bedeli ne olursa olsun mantığı güden ve her sezon çılgın
transferler bekleyen insanların takımı olmaya başladı Galasaray.
Diğer taraftan da bir kısım
Genel Kurul ve Divan Üyesi ise Galatasaray’ı ellerinden kaçırmamak, kulüp
üzerindeki hakimiyetlerini yitirmemek adına her türlü rezilliğe alkış tutar
hale gelmişler ne yazık ki.
Rahmetli Alpaslan Dikmen
kardeşimden UltrAslan’ın ne amaçla kurulduğunu dinlediğim için onların bu günkü
tutumlarından, sesizliklerinden üzüntü duymamak ve sinirlenmemek mümkün değil.
O yüzdendir ki kirletilen bu
ortamda Kulüp ile uzaktan yakından alakası olmayan, sadece iyi gün dostu ve
sadece Gazetelerden, Televizyonlardan ve tabi ki bazı satılık kalemlerden
öğrendikleri ile bir takım taraftarlarımızın bu gün pek çok tartışma içine
girmesine asla şaşırmıyorum.
Tartışmak güzeldir de ama be
kardeşim Allah akıl vermiş. Ne olur biraz da muhakeme yeteneğinizi kullanın.
Bir şeyi Ali yaparsa doğru,
Veli yaparsa yanlış olmamalı.
Biz taraftarlar sadece
Galatasaray için yapılan iyi şeyleri alkışlamalıyız. Bir insan yanlışların
arkasında nasıl durabilir ben bunu anlamıyorum.
Bir Galatasaraylı tarihini
yazanları nasıl unutabilir?
Bu nasıl kabul edilebilir?
İşte sırf Galatasaray’ın 4
yıldızından birisinin alınmasında en fazla emeği geçen,
Galatasaraylıların her zaman
gururla yadettikleri ve diğer rakipleri karşısında öğündükleri UEFA Kupasını
kazandran,
Galatasaray’a şampiyonlar
Liginde Çeyrek Final oynatan,
Kadıköyden başımızı dik
çıkaran, orada kupa alma zevkini bize tattıran oyuncuların başında bulunan,
Yani kısaca Galatasaray’ı
çalıştırdığı 8 sezonda Galatasaray’a 6 Lig Şampiyonluğu kazandıran Fatih Terim’e
bir Galatasaraylı nasıl küfredebilir, onun hakkında nasıl ileri geri
konuşabilir bunu benim aklım bir türlü almıyor.
Bakın, kızarsınız, sevmezsiniz
ama Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek gerekir. Atalarımız boşuna “yiğidi öldür ama hakkını yeme” diye
boşuna dememiş.
Yani Fatih Terim’e yapılan bu
haksızlık niye?
Fenerbahçelilerin bile saygı gösterdiği,
hakkını teslim ettiği bu adama paragöz demek, onu PARATOR lakabı ile anmak
niye?
Oysa birazcık araştırsalar
yattığı yerden aldığı paraları bırakıp Galatasaray’a geldiğini hatırlarlar.
Guus Hiddink ‘ten çok
daha az paraya Milli Takım’ın başına geçtiği ortada iken onu Para için
Galatasaray’ı satmakla itham etmek nasıl bir kafadır bunu anlayabilen varsa
bana da anlatsın lütfen.
Tüm bunları sadece son üç-beş
yıldır fazlası ile artan Adnan Polat-Ünal Aysal-Dursun Özbek ve özellikle Fatih
Terim isimleri üzerine dönen tartışmalara istinaden fikirlerimi belirtmek amacı
ile yazıyorum.
Çünkü gerçekten sayısız
Galatasaray’lıyaaynı şeyleri anlatmaktan bıktım.
Yukarıda da dediğim gibi şaka
gibi ama Fenerbahçeliler, Beşiktaşlılar ile değil de Galatasaraylılar ile
tartışmaktan bıktım.
Aslında durum o derece vahim yani.
…………………………………………………………..
Yalnız dikkat ediyorum da herkesin
gözü önünde yaşanan pek çok olay artık bazı taraftarlarımızın gözünü oldukça
açmış bulunmaktatdır.
Başakşehir’in o minik bütçe
ile neler yaptığını görmek, Beşiktaş’ın Fikret Orman tarafından nerelerden
alınıp da bugün tüm Galatasaraylıların aslında şampiyonluk yolunda en büyük
rakip gördükleri, daha doğrusu en tırstıkları takım haline dönüştüğünü görmek ve
bunları çok cuz’i bütçelerle yapmayı başarmak, Başarılı hocanın arkasında nasıl
durulur onu gözler önüne sermek vb. tüm bunlar artık taraftarlarımızı yavaş
yavaş uyandırdı.
Artık öyle herkes gözü kapalı Ünal Aysal’a hak
vermiyor.
Bir ksım taraftarımız Ünal
Aysal’ın aslında pek çok konuda yanlış yaptığını daha yeni yeni anlamaya
başladı.
Ve elde edilen başarıların aslında dağıttığı yönetimdeki
bazı önemli isimler yani Adnan Öztürk, Ali Dürüst, Refik Arkan, Abdürrahim Albayrak
ile Teknik Direktör Fatih Terim tarafından elde edildiğinin en büyük delilidir
2. Ünal Aysal döneminde yaşadıklarımız.
Hani, BEN FUTBOLDAN ANLAMAM,
AMA FUTBOLDAN ANLAYANLARDAN ANLARIM dediydi ya Ünal Aysal, işte 2. Döneminde futboldan
anlamadığını öğrendiğimiz gibi, futboldan anlayanlardan da anlamadığını gördük,
yaşadık.
…………………………………………………………..
Bir de Fatih Terim’in sözde
Galatasaray’ı para için satıp(!) Yıldırım Demirören ile anlaşmasını işleyen
sözde Galatasaraylılar var.
İşte, burada da o muhteşem(!)
kafa ortaya çıkıyor yine.
Bunu söyleyenlerin Fatih
Terim’in Galatasaray’ı yarı yolda bırakıp da Yıldırım Demirören’in başında
bulunduğu Beşiktaş’a gitmiş gibi bir kafa içindeler.
Ya arkadaşlar, Unutmayın ki Fatih
Terim Türk Milli Takımının başına geçti. Daha önce defalarca göreve çağrıldığı
gibi yine çağrıldı ve gitti.
Ama Galatasaray’ı yarı yolda
bırakıp gitmedi.
Bilakis onu Galatasaraydan
uzaklaştırmak için defalarca operasyon yapan,
Fatih Terim’in Galatasaray’da
görevi kabul etmesinin en büyük nedenlerinden birisi olan Refik Arkan, Ali
Dürüst, Abdürrahim Albayrak, Adnan Öztürk gibi kişileri yönetimden uzaklaştırıp
adeta Terim’i yalnızlığa mahkum edip kovmaktan beter eden,
Bülent Tulun gibi Galatasaray
bünyesi içinde olmasını asla kabul etmediğim ve etmeyeceğim, şike süreci içinde
Adanan Polat’a yazdığı mektup ile Galatasaray’ı şikecilerin ağzına plasenk eden
bir adamı Terim’e inat olsun diye yanına alan,
Çalışmayacaksan bile iki
medeni insan gibi görüşmek ve göreve son vermek varken Terim’i yollamak için
aptalca bahaneler üreten,
Terim bize Üniversite
okutamaz diyerek aklınca onunla alay eden,
Kendisine yakın bulduğu
eş-dost herkesin hatırı ile transferler yapıp Galatasaray’ın kadrosunu
neredeyse 50 kişiye çıkaran,
Sadece dört (4) maçlık görev
için müsaade istenirken İSTERSENİZ TAMAMEN, TEMELLİ OLARAK ALABİLİRSİNİZ” diyen
büyük(!) başkan tarafından tezgahlar kurularak gönderilmiştir Fatih Terim.
Yani, sırf Milli Takım’a
gitti diye Fatih Terim’e kızan kafanın bence Galatasaray’ın UEFA Kupası ile,
Kadıköyde karanlıkta kaldırılan kupa ile, 4 yıldız ile asla öğünmemesi lazım.
Oysa, daha yakın zamanda aynı
Fatih Terim’in gittiği zamanki durum sorun olarak ortaya çıktı.
Şenol Güneş de, Abdullah Avcı
da öncelikle 4 maçlığına Milli Takım için davet aldılar.
Peki gittiler mi?
Gitmediler.
Neden?
Çünkü Fikret Orman da, Göksel
Gümüşdağ’da büyük başkan Ünal Aysal kadar vizyon sahibi(!) değildiler.
Yıldırım Demirören’e “KUSURA
BAKMA, TEKNİK DİREKTÖRÜMÜZÜN SÖZLEŞMESİ VAR VE O BİZE DAHA UZUN YILLAR LAZIM” dediler.
Peki, Fatih Terim’e ileri
geri saranlar hiç düşündünüz mü acaba Ünal Aysal aynen Fikret Orman’ın
yaptığını yapsa ve yıldırım Demirören’e kapıyı gösterseydi acaba Fatih Terim
Galatasaray’ı bırakıp gider miydi?
Eğer gider diyorsanız kusura
bakmayın ama sizler asla Galatasaraylı olamazsınız.
Ve durum öyle olsaydı inanın
Galatasaraylıların bir kısmı değil istisnasız tamamı Fatih Terim’e söver
sayardı.
Onu Galatasaray tarihinden
silerdi.
Ne olur, yiğidi öldürün ama
hakkını verin. Çünkü bizlerin gururla öğündüğü pek çok başarıda onun emeği,
alın teri var.
Benim için BAKIN BORÇLARA,
HARÇLARA, HARCADIKLARINA GİRMİYORUM BİLE ama 10-15 yıl öncesine kadar
Galatasaray Kulübünün kapısının önünden bile geçmemiş insanlar değil,
Galatasaray tarihini yazanlar önemlidir.
Fatih Terim de onlardan,
hatta en önemlilerinden birisidir.
Salih HÜROL
Yorumlar
Yorum Gönder